Çoğu insanın karşı çıktığı, sağlıksız olduğunu iddia ettiği genetiği değiştirilmiş gıdaların yararları ve zararları hakkında fikirleriniz vardır. Besin ihtiyacını karşılamayı kolaylaştırdığını ama insan sağlığına zarar verdiğini duymuşsunuzdur. Ebeveynlerimiz bu tür hormonlu ve genetiğiyle oynanmış besinlerdense daha “doğal” seçeneklere yöneliyor. Fakat bu dönemde doğal bir şey bulmak çok zor. Gelecekte biyoteknolojinin gelişeceğini varsayarak şu an var olan zararlar kaldırılıp, dünyaya sınırsız bir besin kaynağı getirilebilir mi?
Genetiği değiştirilmiş organizmaların ve besinlerin zararından çok yararı olduğunu belirtmek isterim. Ürünlerin besleyiciliğini artırıyor, tohumun genleri ile oynanıp böceklerin bu bitkilerden beslenememesi sağlanıyor. Bu durum böcek ilaçlarının kullanılmasını azaltıyor ve dolaylı yoldan hem hava hem de toprak kirliliğini azaltıyor. Fakat bu tür çalışmalar insan sağlığında sorunlara da yol açabiliyor. Metabolizması zayıf insanlar bu besinleri tükettiklerinde kolayca hastalanabiliyor. Fakat bu zararının yanı sıra bitkinin verebileceği ürün de artırılarak daha fazla besin de üretilebiliyor. Bunun fazla kullanılması besin zincirini olumsuz yönde etkileyip bazı hayvanların veya bitkilerin sayısının azalmasına, hatta doğal hallerinin neslinin tükenmesine sebep olabiliyor. Büyük tarlaların çoğundaki bitkilerin genetiğinin çok az da olsa değişmiş olduğunu biliyor muydunuz? Tarlanın konumuna göre bitkinin normalde yaşayamayacağı sıcaklıklar altında, o bitki türünün yetişmediği bölgelerde yetiştirilebilmesi için bu bitkilerin genetikleriyle oynanıyor. Bir bölgede bitki çeşitliliği bu uygulama ile artırılabiliyor ve çok zararı da yok. Gelecek yıllarda da bulunan zararların yeterince azaltılabileceğini düşünüyorum.
Hayvanların genetiğini değiştirmemiz de besin ihtiyacımızdan kaynaklanıyor. Hormon diye adlandırılan hayvanların büyüme ve gelişme aşamasını hızlandıran uygulama Dünya’nın neredeyse her yerinde uygulanıyor. Besin kaynaklarımızı artırdığı doğru olsa da bu hayvanların hayatı çok kötü geçiyor. Genellikle çok küçük bir alan
içerisinde kısa bir süre boyunca sadece besleniyor. Gereken boyuta ulaştığında da hayatı sona eriyor. Hayvanların genetiğini değiştirip onları dar bir alana hapsetmek hayvanlara eziyet gibidir. Hayvanlar normal bir şekilde yaşayıp veya yetiştirilip bu şekilde tüketilmelidir.
Dünya’daki açlık problemine çözüm olarak genetiği değiştirilmiş bitkiler sunulabilir, çünkü günümüzdeki teknoloji ve yeterli çalışma ile neredeyse her bitki çoğu yerde yetiştirilebilir. Gelecekte de teknolojimiz geliştiğinde bir buğday tohumuna kaktüs geni verilip buğday tohumunun kumda yetiştirilebileceğini düşünüyorum. Genetiği değiştirilmiş besinler konusunda uzmanlaştığımızda Dünya’da açlık sorunu kalmamalı. Tabii bu konuda uzmanlaşan ülke diğer ülkelere bu besinleri para karşılığı satıp ekonomiyi bozabilir. Bunu durdurup açlık sorunu yaşayan ülkelere de besin ulaştırmak şu anki gibi yardımsever ülkelerin elinde olacak.
Sonuç olarak genetiği değiştirilmiş besinler ile bitkilerin verimi, sayısı, direnci artırılabilir. Bugün bile daha çok tohum ve ürün veren genetiği değiştirilmiş bitkiler bulunuyor. Teknoloji geliştikçe biyoteknolojinin de gelişeceğine inanıyor ve Dünya’daki açlık sorunun azalacağına veya tamamen biteceğine inanıyorum.