Hayatımız boyunca hepimiz zorluklarla karşılaşırız. Bu zorluklar bazen bizi üzer, bazen bizi kızdırır, hatta bazen bizi o kadar mutsuz eder ki ne yapacağımızı bilemeyiz. Peki zorlukların olmadığı bir hayat hayal edebiliyor musunuz?
Ben hiç hayal edemiyorum. Aslında bana göre zorluklar da bizim bir ihtiyacımızdır. Çünkü onlar olmazsa biz hayata karşı yenik kalırız. Her insan başarılarından ve cesaretinden değil, karşılaştığı zorluklardan ve yanlışlardan oluşur. Çünkü fark etsek de etmesek de, kabul etsek de etmesek de bizi zorluklar güçlendirir ve büyütür. Biz bize imkansız deneni yapmaya çalışırız fakat aslında “imkansız” kelimesi sadece bizi durdurmaya çalışan bir engeldir, zorluktur.
Mesela eğer bir engelliyseniz hayat size çok zor gelebilir. Sizi eleştirenler, size argo kelimeler kullananlar, size acıyanlar olabilir fakat size kötü davrananlar olduğu gibi mutlaka iyi davrananlar da olacaktır. Bu kişilerin başında da genellikle aile gelir. O aile sevgisi sizin tüm zorlukları aşmanızı sağlar. Kim bilir, belki çok iyi bir meslek sahibi olursunuz.
Üstteki örnekte verdiğim gibi bu zorlukların çoğu da önyargı yüzünden olur. Eminim ki herkes Einstein’ in dediği bu lafı duymuştur:” İnsanlardaki önyargıyı parçalamak, benim atomu parçalamamdan çok daha zor”. Ben bu söze kesinlikle katılıyorum çünkü insanlar bazen kendilerini önyargının zalim gücüyle o kadar kör ediyorlar ki, artık insanları yargılamak, onların kalplerini kırmak onlar için çok normal oluyor.
Eğer özetlemek gerekirse ben Gasson’ nun sözüne katılıyorum: “İnsanın en büyük dostu zorluklardır. Çünkü insanı karşılaştığı zorluklar güçlendirir.”