Onunla tanışmamın bütün hayatımı değiştireceğini bilmiyordum. Ben kendimi bildim bileli güler yüzlü, özgüvenli, dost canlısı, sosyal ve yaklaşması kolay biri olmuşumdur. Hobilerim benim için her zaman öncellik olarak adlandırdığım aktiviteler halindedir. Kendi sesimle baş başa kalmak, beni rahatlatan, mutlu eden şeyler listesindedir. Kendi hislerimi her zaman öncelikli tutmuşumdur.
Onunla ilk yüz yüze gelişimizde o konuşkan ve durmadan konu açan halimden eser yoktu. Çünkü onun hakkında farklı bir şeyler vardı. Sohbet esnasında sanki ikimiz de olayların sıra dışı bir hal almasını gayet normalmişçesine izliyor ve ortama ayak uydurmaya çalışıyorduk. Sakin ve sesiz bir atmosfer hakimdi kafeye, etrafımızdaki gözler odaya yaydığımız adeta kendini fark ettirmek için bağıran, varlığını duyurmaya çalışan enerjiyi tanımışlardı ki insanlar bizden gözlerini alamıyordu. Konuşacak bir şeyler bulmak gittikçe zorlaşıyordu. Ne de olsa henüz tanışmış iki yabancıydık, bahane bulup ortadan kaybolmak çok cazip geliyordu aslında ama beni oturduğum sandalyeye bağlayan hissedebileceğim şiddette bir güç vardı.
Dışarıdan biri böldü aramızdaki o tuhaf çekimi, beni çekip çıkardı o adlandıramadığım duygu şöleninden. Onu yeniden görebilmem bir mesajıma bakardı ama neden bu kadar direniyordu vücudum orayı terk etmemek için? Eve girer girmez unutmuştum sanki o hislerimi, yan yanayken kontrolüyle başa çıkmak için mücadele ettiğim o aitlik duygusu yok olmuştu bir anda. Neden kendimi ona bu kadar yakın hissetmiştim daha önceden tanışmış mıydık yoksa? Bunlara kafa yormak için zamanım yoktu telefonum asla susmuyor, sürekli buluşmalar planlanıyordu.
Mesajlaşıyor, aramızdaki çekimi yok sayarcasına konuşuyorduk. Yeniden görmek istedim onu elbette hatta bir şans bile sundu bana ama olmadı yapamadım. Aylar geçti hala unutmuş değildim hatta bazen yolda karşılaşıyor iki yabancı gibi geçip gidiyorduk ama bakışları tenimde hissedilebileceğim kadar etkiliydi. Elime onu görebilmek için bir şans geçmesi ancak bunu değerlendirmemiş olmam onu kızdırmıştı. Yeni içine dahil olduğum bu kalabalık, bu yerleşke beni yormuştu derken… Karantina hepimizi evlere kapattı. Artık dört duvar arasında karşılaşınca heyecanlanabileceğim o gözler yoktu. Kendime odaklanmaya karar verdim, sosyal hayatımı elden bırakmadım. Bir gün yine yeni şeyler deneyerek zamanımı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorken telefonumda bir bildirim belirdi ansızın. Ondandı.
O günden sonra sürekli konuşur olduk, sosyal medyanın bize sunduğu rahatlık ile gözlerimizi kaçırıp kaçırmadığımızı bile anlayamadığımız o telefon ekranlarına bakarak saatler geçirir olduk. Zaman geçtikçe birbirimizi görmemiz için bir sürü fırsat çıktı karşımıza. Her birini değerlendirdik, o kafedeki sohbetimizin sebep olabileceğini düşünmediğimiz bir yakınlıkta bulduk kendimizi. Kısa sürede vazgeçilmezim, en yakınım, en değerlim olmuştu. İki tarafın çabasıyla mükemmel bir dostluk yarattık, şu hayatta sadece filmlerde, masallarda olur böyle şeyler dediğim ne kadar an varsa hepsini birlikte yaşadık. Ben ona çok şey kattım, o da benim hayata bakış açımı genişletti. Birbirimizi tamamladık.
Belki de ikimizin de ihtiyacı olan ancak tanışana kadar farkında olmadığımız bir dostluğa, birlikteliğe adım atmıştık. Bir araya gelince kimse aramızdaki o güçlü bağı koparamaz, o şiddetli enerjiyi dağıtamaz olmuştu. O ana kadar daha önce kimseyle tanıştığım için bu kadar şanslı hissettiğimi söyleyemezdim.