Kapağını açtığımız an içimizde kocaman bir merak boşluğu bırakan, sadece yazan yazılarla bile gözümüzün önünde kocaman bir manzara yaratabilen kitaplardan, bir kısım insan hoşlanmasa da bu kitaplar hayatımızın gerçeklerinden birisidir. Kitapları kitap yapan onları okuyan insanlar mıydı yoksa kitaplar kendi haliyle başlı başına ayrı bir gerçek miydi? Kitabı elimizde tutmamız bize hem hissetme hem de hayal etme zevkini sunarken internetten okuduğumuz kitaplarda sadece hayal edebiliyoruz , peki bu kitabın değerini sarsacak bir durum mudur?
Oturduğumuz yerden bizi dünyanın diğer bir ucuna kadar götürebilen bu mucizevi eserler internet üzerinden veya özel tabletlerden okuduğumuzda aynı okuma isteğini bize aşılayabiliyor mu? Ellerimizle sayfaları birer birer çevirip hissederken aynı zamanda da olayları birer birer gözümüzün önünde canlandırabiliyoruz. Günümüz şartlarına baktığımızda teknolojinin de gelişmesiyle birlikte bir kısım insanın internet üzerinden kitap okuduğunu gözlemliyoruz. Bu durumun gitgide ilerlemesinin öncü sebeplerinden birisi, insanların kalın mı kalın kitapları bir arada taşıyıp kendilerine yük etmek istememeleridir. En çok da seyahat veya iş amacıyla başka yere giden insanlarda bu durumu görüyoruz . Her yola çıktıklarında yaklaşık 5 tane kitap alacaklarsa ,el avucuna sığabilecek kadar küçük olan ve içerisinde yaklaşık yüz katı kadar kitap barındırabilen bu küçük cihazları kitabın o özel kokusunun yerine seçebiliyorlar. Bu duruma aslında kitapların neslinin tehlikede olduğu damgasını vurabiliriz. Çünkü kitabı asıl kitap yapan şey o sayfaları birer birer özgürce kırıştırabilirken diğer yandan da kendine has kokusunu içine çekebiliyor oluşumuzdur. Tembelliğe gelip de bu zevki paramparça etmek teknoloji köleliğinin bir eseri olmaktadır. Peki ya favori cümlelerimizin altına çizerken beynimizdeki heyecanın nabız gibi atıp yaşam haberi vermesi, elektronik ortamda da bu heyecanını hissedebilir miyiz ? Bunun haricinde dijital kitapların sayısı ülkemizde çok az olduğundan istediğiniz kitap popüler bir kitap değilse o kitabı dijital ortamda bulup okumak bir hayli zorlaşır. Basılı kitaplarda okuma süremiz sınırsızken e-kitaplar herhangi bir elektronik cihazımızda yer aldığından şarjının bitme sıkıntısı da gündemdedir. Yani prizin olmadığı bir yerdeysek şarjımız bittiği an bizim kitap okuma süremiz de bitmiş demektir. Kitapların adeta bir canlı gibi bize sırdaş olup anılarımızı birer birer saklaması da basılı kitapların diğer bir önemli özelliklerindendir. Siz o kitabı kaç yıl önce okumuşsanız o anılarınız da o kadar yıllanmış ve değerli olur. Kendi başınıza bile okurken okuduğunuz an yaptıklarınız aklınıza geldiğinde yüzünüzdeki o sade gülümseme içinize merhem olacak şekilde bütün pürüzlerinizi yok eder. Bunun yanında ilkokuldayken okuduğunuz kitap bile sizin kütüphanenizde yer alabilirken dijital ortamdan okuduğunuz kitaplar her an silinebileceği gibi eskiden kırıştırdığınız sayfaları görmeniz mümkün olmayacaktır.
Bir kitabın size anlattıklarının yanında sizde bıraktığı duygular da bir o kadar önem farz eder. Bunun yanında kitapların bizim anılarımızı da içinde tutması en önemli özelliklerindendir.