Bir gün uyandığımda aklıma ilk gelen şey bana 10 yıl önce alınan kırmızı simli cep saatimdi. O cep saatini daha önce hiç takmamış veya beğenmemiştim. Fakat beni etkileyen bir rüya gördüm ve o cep saatini daha yakından inceleyip saati takmam gerektiğini hissettim. Hemen elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağı kata inip mutfakta yemek hazırlayan annem ve babamla günaydınlaşıp onlara kırmızı simli cep saatimin nerede olduğunu sordum. Onlar da bana kimsenin uzun zamandır girmediği çatı katındaki odada olabileceğini söylediler. Ben de apar topar temizlik malzemelerini alıp çatı katına gittim. Gerçekten her yerde tozlar uçuşuyordu. Yaklaşık 2 saat temizliğin ardından oda temizlenmişti bile. Biraz mola verip araştırmaya devam ettim. Yarım saat sonra tam araştırmaktan vazgeçmişken ayağıma bir şey çarptı. Yere baktım ve evet o saatimdi! Hemencecik o saati elime aldım ve simlerden çok az kalmıştı. Saati hemen bileğime taktım ve şaşırtıcı bir şekilde çalışıyordu. Ve dikkatimi çeken bir şey vardı. Kan basıncına göre o an nasıl hissettiğimizi anlayabiliyordu. Bir cep saatiydi ama nasıl hissettiğini anlayabiliyordu. Bu çılgınca bir şey ! O gün o saati aramaya başlayıp vazgeçmeyişimden dolayı hep kendimle gurur duyuyorum.
KIRMIZI SAAT
(Visited 19 times, 1 visits today)