Düşünün, evinize misafir geldi. Siz onu güler yüzle kapınızda karşılıyorsunuz, en güzel yemeklerinizden veriyorsunuz, en rahat yataklarınızı onlara veriyorsunuz, onlara en güzel meyvelerinizden ikram ediyorsunuz, çocuklarını en güzel oyuncaklarla oynatıyorsunuz. Ama onlar evinizin duvarlarını çiziyorlar, nesneleri kırıyorlar, evinizi kirletiyorlar. Ne hissederdiniz ?
Biz de bu dünyaya misafir olarak geldik ve zamanı gelince gideceğiz. Bu dünyanın gerçek sahipleri ağaçlar, denizler, topraklar, dağlar, ormanlar. Ve bizim misafir olarak buraları kirletmeye, yok etmeye hakkımız yok. Bunca yıl dünya bize ağaçların gölgesinde serinlemeye, denizlerinde yüzmeye, topraklarına bitki ekmeye, dağlarında yürüyüş yapmaya izin verdi. Ama biz ne yaptık? Ağaçları kestik, denizleri kirlettik, dağları deldik. Kısacası dünyaya zarar verdik, ona yeterince iyi bakmadık.
Bir atasözü vardır “Ne ekersen onu biçersin”. Biz dünyaya nasıl davranıyorsak dünya da biz de öyle davranır. Bence bu yaşadıklarımızın hepsi dünyaya kötü davrandığımız için oldu. Milyonlarca yıl yaşayan canlıları yok ettik. Biz dünyayı kirleterek ona virüs saldık, onu hasta ettik. Dünya da intikamını almak için bize Covid-19 diye bir virüs gönderdi. Bilim insanları bu virüsün ilacını bulsa da dünyaya kötü davranmaya devam edersek ileride bu virüsten çok daha fazla ve tehlikeli virüsler olacak. Artık dünyayla barışma zamanımız geldi. Unutmayın ki biz bu dünyanın sahibi değiliz, buraya misafir olarak geldik. Biz dünyaya ne kadar saygılı davranırsak virüsler de o kadar azalır.
Eğer bu virüsün bitmesini istiyorsak, birlik olup dünyamızı koruyalım, canlıları koruyalım ve çevremizi temiz tutalım.