Aklımızdaki her yeni fikir yıldırım gibidir. Hiç kimsenin somut bir zihin durumu olmasa da düşüncenin gücü sınırsızdır: Düşünce, dünyayı algılama şeklimizi şekillendirir ve hayatımızın gerçekliğini değiştirmek için duygularımızı değiştirir. İnsanların psikolojik yapısı bile düşünce tarzlarını etkiler. Bir konuda insanların farklı bakış açıları ele alındığında daha verimli sonuçlar elde edilir. Diğer insanlardan farklı düşünmek bazen bizi başarıya ulaştırır. Çünkü iş dünyasında farklı ve yaratıcı düşünebilmeyi yetenek olarak gördüğümüz bir düzen var.
Düşünce tarzımızı oluştururken dış faktörler çok etkilidir. Buna en iyi örnek olarak çocuk filmlerine bakabiliriz. Çocukların hayal gücünü genişletmeye odaklıdır. İnsanlar film, kitap, yaşadığı duygular, vb. birçok şeyden etkilenir. Günümüzde, belirli bir ezoterik ve metafizik düşünce tarzını takip ederek, düşünme yeteneklerimizi artırmaya veya bizi “daha akıllı” insanlar yapmaya çalışan kitapların sayısı büyük ölçüde artmıştır. Belki de bu kitapların yazarları, beyni kontrol eden mekanizmaları daha iyi anlamak için nörobilim araştırmalarından elde edilen daha iyi cevaplar ve yeni anlayışlar hakkında pek bir şey bilmiyorlar. “Gerçeklik, çok kalıcı olmasına rağmen, sadece bir algıdır.” Albert Einstein.
Yetişkin beyninin belirli bir yaştan sonra artık yeni sinir hücreleri üretmediği fikrine yanıt olarak, nörogenez ve nöroplastisite gibi konular önemli ilerleme kaydetti. Düşüncelerimiz şüphesiz güçlü bir silahtır, çünkü yeni köprüler yeni bağlantılar kurabilir, duygusal haritamızı yeniden düzenleyebilir veya önemli faaliyetlerimizin bir özet gibi gözümüzün önünden geçmesini sağlayabilir.
Hepimiz özgün bir biçimde doğar ve sonunda bir kopya olarak ölürüz. Bunun içim farklı düşünceler çok önemlidir. Özgün ve yaratıcı fikirlerin hep öne geçmesinin sebebi farklı olmasıdır. Ama çoğu konuda benzer şeyler düşünürüz. Gözlerimizi kapattığımızda ve birisi bizden kırmızı bir top düşünmemizi istediğinde, beynimiz tamamen aynı yapıyı harekete geçirir. Diğer bir deyişle beyin gördüğünde ve düşündüğünde aynı aktiviteyi gerçekleştirecektir. Bu inanılmaz bilgi tüm bilim camiasına meydan okuyor ve hepimize aynı soruyu sormamıza neden oluyor: Eğer beyin gördükleriyle düşündüklerini ayırt etmiyorsa, o zaman “gerçeklik” dediğimiz olgu nedir?
Duygularımızın düşüncelerimiz tarafından üretildiğini biliyoruz. Düşüncelerimiz her zaman değişiyor çünkü duygularımızda sürekli değişiyor. Bunun sebebi de dış etkenler.
Yeni ve farklı düşünceler elde etmenin bir sürü yolu vardır. Meditasyonun, aklımız için sağlayabileceği muhteşem etkileri var. Zihin ve bedeni uyumlu hale getirmenin bu yöntemi, duygusal dünyamız üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir ve nöronsal bağlantıları güçlendirmek için bir temel oluşturan Alfa ve Gama dalgalarını teşvik eder. Yeni fikirler üretmenin bir başka yolu da alışkanlıkları değiştirmektir. Rutinlerden vazgeçmek, yeni durumlara uyum sağlamak, yeni hobiler peşinde koşmak veya bize ilham verebilecek insanlarla tanışmak beyinlerimiz ve düşüncelerimiz için çok faydalıdır. Film izlemek bakış açımızı değiştirmemize çok yardım eder.