Gelişen teknoloji ve yaşam şartlarıyla beraber kullanımı bir hayli artan sosyal ağların hayatımızın çok büyük bir kısmını kapladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Her ne kadar pek çok alanda kullansak ve işimize yarasa da sosyal ağ insanların, özellikle de ergenlerin bir konu hakkındaki fikirlerini kendilerine zarar verecek yönde değiştirmelerine neden olabiliyor. Bunun en büyük örneği olan ve zamanla psikolojik bir rahatsızlığa dönüşebilen beden algısı bozukluğuna gelin yakından bakalım.
Her insan doğduğunda kendi bedeniyle barışıktır. Fakat küçük yaştan itibaren toplumun dayattığı güzellik algısı beden sevgisini ciddi olarak etkiler. Örneğin Japonya’da eğri dişli kadınlar, İran’da küçük ve düz burunlular, Moritanya’da özellikle göbek ve kalçası yağlı olan kadınlar ilgi görür. Etiyopya’da ise kadınlar bir disk kullanarak alt dudaklarını gerginleştirirler. Disk ne kadar büyükse, kızın sosyal statüsü de o kadar yüksek olur. Bizim alışık olmadığımız bu gelenekler, güzellik için katlanılan acı verici işlemlerdir. Ancak kültürün yarattığı baskıdan öte günümüzde insanların çoğu sosyal medyadan etkilenmekte.
Neredeyse her gün reklamlarda, dergilerde, sosyal medya uygulamalarında gördüğümüz insanlar, modeller, mankenler bizim güzellik anlayışımızı temelden sarsıyor ve algılarımız değişiyor. İnce hokka burun, dolgun dudaklar, çıkık elmacık kemikleri, uzun kirpikler, parlak saçlar, dolgun göğüs ve kalçalar, ince bir bel ve daha birçoğu sosyal medya tarafından bilinçaltımıza kazınıyor. Bu şekilde de oluşan güzellik algısına uymayan kişiler kendi bedenlerini sevmeyi bırakıp değişmek için çabalıyor veya utanıp sosyalleşmeyi reddediyorlar.
Şahıs kendi bedeni ve görünüşü hakkında yaratılan algı dolayısıyla endişe duymaya başladığında ve rahatsız hissettiğinde zamanının çoğunu aynada vücuduna bakarak ve kendini başkalarıyla kıyaslayarak geçirir. Eğer kıyaslama sonucu kötüyse endişesi daha da artar, bir özgüven sarsıntısı yaşar ve kendini geri plana çekerek gizlenmeye çalışır. Bunun sonucunda ise çıkan photoshop uygulamaları ve güzellik filtreleriyle kişi beğenmediği yerlerini değiştirerek kendine sanal bir gerçeklik oluşturur.
Değerli ve yeterli hissetmek elbette her insanın temel ihtiyaçlarından biridir. Yetersizlik hissi, kusursuzluğun mümkün olmaması nedeniyle elbette kaçınılmaz ancak değişen bu güzellik algısı insanların özellikle de beden kavramını yeni yeni geliştirmeye başlayan, yakın arkadaşlık ve aşk ilişkilerine ilk adımlarını atan ergenlerin normalden daha fazla yetersiz hissetmesine neden olabilir. Bu nedenle olumsuz beden algısını yıkmak için yine sosyal medyayla gelişen beden olumlama hareketi önemli bir rol oynar.
Bu olumlamalardan kısaca bahsedecek olursak; sosyal medyanın filtreleri ve güzel olarak bizlere sunulan görünüşler, arkasında çoğunlukla estetik, photoshop gibi bir geçmiş bulundurduğundan medyaya güvenmeyin, sahip olduklarınızla barışık olup minnet duyun, kendinize karşı dürüst olup kendi kendinizi düşünceli bir şekilde eleştirin ve kendinizde istediğiniz değişiklikler yapın. Son olarak da siz kendi hayatınızın, hikayenizin baş karakterisiniz kendinizi asla ama asla başkalarıyla kıyaslamayın. Her beden, her insan güzeldir.