Okulların tekrar yüz yüze eğitime açılacağı ilk gün her öğrenci ve öğretmen için bir dönüm noktası olacak .Bir yılı aşan Covid-19 nedeni ile eğitime ve neredeyse çoğu eğlencemize kısıtlama getiren bu virüsü yenmenin ilk adımı tekrardan okula dönüyor olmamız olacaktır. Bu dönüş beraberinde uzaktan alıştığımız kolaylıkları eski haline döndürecektir. Bu dönüş beraberinde hem öğrencilere hem de öğretmenlerimize zorluk sağlayacaktır.
Bir Bilgisayar veya tablet ile bütün gün eğitim alabiliyor iken okula döndüğümüz andan itibaren yeniden bir koşuşturmaca ve kargaşanın doğuracağı kötü sonuçlar bir süre daha internet üzeri eğitimin elverişli yapısını kullanarak devam edeceğimiz anlamına gelebilir. Öğrencilerin okullarına kavuşması, arkadaşları ile tamamen eskisi gibi olmasa dahi yeniden görüşebilmesi ve birlik ortamının yeniden oluşması bizlerin kişisel gelişimi ve bunalmış yapımızı biraz da olsa kıracaktır .Aynı şekilde öğretmenlerimiz için türlü zorluklar ile bizlere ders anlattığı dar odalardan yeniden kendi sınıflarına geçiş yapacaklar. Bunlar eğitimde bizim hissettiklerimiz olsa bile bir de işin sağlık boyutu olacaktır. Bir seneyi aşan bu salgın en başta yaşantımız olmak üzere her yerde etkisini gösterdi ve göstermeye devam ediyor. Bununla beraber çoğu ülke üçüncü salgın dalgasını yaşarken bizim ülkemiz hala ikinci dalga içerisinde bulunuyor. Salgına bağlı veriler gün geçtikçe artarken böyle bir karar alınarak okullarda oluşabilecek virüs riskini göz önünde bulundurmak lazım. Belki de alınan bu karar ülke içerisindeki normalleşmeye dair ilk adım olarak gösterilebilir. Her şeyin başı sağlık parolası ile uzaktan eğitime geçen eğitim kurumları yine bir öncü olarak düzelme yolunda ilk adımı atıyor olacaktır.
Aşılama sürecinin de başlaması ile beraber düşen salgın verileri neticesinde verildiği düşünülen bu karar bir kesim tarafından desteklense de çoğu öğrenciler tarafından desteklenmiyor .Devlet okullarında oluşan koşulsuz eğitim şartlarına ek olarak bir de salgın etkisinde uyulması gereken kurallar olduğu takdirde bunlara ne kadar uyulabileceği ve bunun garantisini göremeyen öğrenciler okulun açılma taraftarı değiller. Bir başka açıdan bakıldığı zaman ise özel okullarda oluşan elverişli ortam her zaman dezenfekte edilen temiz olan bir okulda eğitim görmek bizlerin güvenebileceği ve rahat bir şekilde eski düzenimize ayak yeniden alışmamızı kolaylaştırıyor. Öğretmenlerin bu salgına yakalanması neticesinde kurum içerisinde eğitim verip vermeyecekleri merak konusu olmuştu. Öğretmende herhangi bir bulgu yoksa çift maske yöntemi ile derslere devam edebileceğini söyleyen doktorlar bizim hayatımızı belki riske atıyordu. Bu olayın bir sonuca ulaşması ise çok sürmedi. Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklamaya göre böyle bir durumun söz konusu dahi olmayacağını salgına yakalanan öğretmenlerin yerinin doldurulup salgını atlattıktan sonra derslere geri döneceğini açıkladı.
Bu açıklama ile neredeyse öğrencilerin gönlüne su serpen Milli Eğitim Bakanı biz öğrenciler tarafından büyük bir destek alsa da hala okulların açılmamasının gerektiğini söyleyin bir kesim bulunuyor. Bu eylem gerçekleştirildiği zaman umut ediyorum ki herkes en az hasarı alarak bu süreci geçirir.