Sağlıksız Reklamcılık

Günümüzde birçok yerde reklamlarla karşı karşıya kalıyoruz. Sokaklardan tutun, evlerde; hatta okulumuzda bile reklamlarla iç içeyiz. Reklamcılığın ilk olarak 17.yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Geçmişte ilan şeklinde verilen bu reklamlarda; çay, çikolata, kahve gibi ürünlerin tanıtımı ve pazarlanması amaç edilmiştir. 1588 yılında yazar Montaigne’nin ‘’Bir kişinin incileri varsa ve bunu satmak istiyorsa müracaat etmesi gereken bir büroya ihtiyacı vardır.’’ cümlesi ilk reklam ajansı fikrinin temellerini atmıştır. Zamanla teknolojinin de gelişmesiyle birlikte reklamcılık sektörü de gelişmiş, büyümüş böylece de etkileri de artmıştır. Günümüzde belki de biz farkında olmasak da reklamlar bizim düşüncelerimizi çok etkilemektedir.

Günümüzde yiyecek, sanayi, turizm, film gibi birçok alanda reklam yapılmaktadır. Yiyecek reklamları diğer reklamlara göre daha çok karşılaşılan tarz reklamlardır. Yiyecek çeşitlerine baktığımızda da abur cubur tarzı yiyecekler özellikle pazarlanmaktadır. Hatta genel olarak sonuçlara bakınca pazarlama anlamında başarılı oldukları söylenebilir. Birçok insan reklamda gördüğü bir yiyeceği almak için marketin yolunu tutmuştur. Reklamlardaki özene bezene anlatılış şekli, iştah açıcı görüntüler insanların bilinçaltına yatmakta ve onları ürünleri almaya zorlamaktadır. Baktığımızda da reklamlar başarılı bir şekilde amaçlarına ulaşır. Ancak bu başarılı sonuç herkes için olumlu bir şey mi ifade eder?

 

Yediğimiz yiyecekler aslında hayatımızdaki birçok şeyi etkiler. Yemek alışkanlıklarımız bize birinci kaynaktan sağlığımız hakkında bilgiler verir. Hatta buna ek olarak yemek alışkanlıklarımız psikolojik açıdan bile bazı ipuçlarını barındırmaktadır.  Yağlı, katkılı yiyecekler kötü bir yemek alışkanlığına işaret eder ve baktığımızda da bu kötü yemek alışkanlığına işaret eden ürünler reklamların bir numaralı yıldızlarıdır. Reklamların da başarılı sonuçlar elde ettiğini düşündüğümüzde, reklamlar bizi sağlıksız beslenmeye itiyor diyebiliriz.

Birçok insan kötü yemek alışkanlıklarından kurtulmaya çalışırken diyetisyenlere, sağlık kuruluşlarına başvururken çevrelerindeki teşvik edici uyaran onların başarılı sonuçlar almasını engelleyebilir. Bu yüzden de bu reklamlar aslında çoğumuzu kötüye itiyor olabilir. Bazı insanlar sağlıksız yiyeceklerin tanıtılmaması gerektiğine inanmaktadır. Bu tarz reklamların kalkması gerektiğini savunurlar. Gerçekten de baktığımızda bu tarz reklamların etkisi düşünülünce belki de onların hayatımızda olmaması bizim için gerçekten de iyi olabilir.

Ayrıca sağlıksız yiyeceklerin pazarlanması küçük yaştaki izleyici kitlesi için daha da büyük risk taşır. Küçük bir çocuğun hangi besinin yararlı hangi besinin zararlı olduğunu anlaması zor bir şeydir. Bu yüzden de televizyonda izlediği bir reklam kolayca o çocuğu etkileyebilir ve o çocuğu zararlı yiyeceklere alıştırabilir. Nasıl sigara alkol gibi şeylerin reklamları insanlara kötü şeyleri teşvik etmemek için yapılmıyorsa,  zararlı yiyeceklerin reklamları da kaldırılmalıdır. Çünkü sağlıksız olan bir şey sağlıksızdır; daha az sağlıksız, birazcık yararlı diye düşünemeyiz bu konuda.

 

Reklamlar mademki hayatımızı bu kadar etkiliyorsa bu etkinin kötü olması yerine daha çok toplumsal farkındalık yaratmak istediğimiz, yararlı etkilerin bulunduğu konularda kullanmalıyız. Sağlıksız yiyecekler birçok probleme yol açabiliyorken insanları onlara teşvik etmenin doğru olmayacağı apaçık ortada.

 

(Visited 50 times, 1 visits today)