Dijital dünyanın kendisi ile birlikte getirdiği internet ve yazılımları günümüzde hayatımızın çoğu yerinde bulabiliriz. İşte, haberleşirken, eğlence amaçlı kullanırken… Bu dijital dünyanın getirdiği unsurları kullanırken kendi özel hesaplarımız oluyor. Bu kullancılarımızda/hesaplarımızda takma isim (nickname), kendiniz hakkında bilgi ve profiliniz kendinizi karşıdaki o kullanıcıyı görmeye izni olan herkese tanıtıyor. Peki bu insanların dijital imajları hakkında endişe etmesi normal bir şey midir?
İlk olarak durumu dijital dünya yerine gerçek hayattaki bir sosyal ortama uyarlayarak anlamaya çalışalım. Bazı televizyon programlarında görmüş olabileceğiniz gibi birbirini hiç tanımayan bir grup insanı bir veya iki günlüğüne bir eve koyuyorlar ve onları insanlar izliyor. Buna benzer düşünelim ve birbirini tanımayan 10 kişiyi belli bir ortama koyalım. Kendilerini olduklarından nasıl farklı tanıtırlar, kendilerini nasıl gösterirler?
Bu deneye benzere birçok deney var ve bence bunlar gayet de haklı. Deneylerde insanların düşüncelerininin ve kişiliklerinin çevredeki çoğunluğa göre ya da çıkarlara göre “geçici olarak” değişebileceği kanıtlandı. İnsanlar resmen geçici olarak kendilerini farklı gösteriyordu. Neden mi?
İşte bu bizi ana soruya bağlar. Kişilerin kendi imajlarınının sorgulanmasından korkmaları, kişisel imajlarını değiştirmelerine yol açar. Bir başka durum ise yeni Photoshop yazılımları ve bunlar fotoğrafları düzenlemek için birçok yararlı amaç sunar. Bazı insanlar bu yazılımlar ile kendi görünüşlerini daha güzelleştirmeye çalışıyorlar. Yani gerçekten de kendi imajımız hakkında endişe ediyoruz. Mesela bir tartışma vardır. O tartışma da ünlü birisi çoğunluğun veya kendi takipçilerinin isteğine göre hareket eder.
Belki çok kötü bir durum olmayabilir. Çünkü ünlüler popülerliklerini böyle korur bazen. Ancak bu gençlere ve çocuklara yansırsa çocuklarda “yalancılık” gelişebilir. Dijital dünyada arkadaşlarına, diyelim, kendisini işte çok moda göstermeye çalışır, ancak öyle değildir. Bunu süreklilik haline getirmesi gerçek hayatta da yalan söylemesine de yol açabilir. Bu davranış yetişkin olunca da devam edebilir. Onlar sadece internettekrastgelele insanlar demek hiçbir şey değiştirmez ama sizi kötü biçimde değiştirir.
Bu duruma çözüm olarak sosyal medyaya veya dijital dünyanın bölümlerine yaş kısıtlaması veya kullanım limitlemeleri getirilmelidir bence. İmkansız gibi gelebilir ama en iyi çözüm maalesef bu. Ayrıca sosyal medyaların kurucu şirketlerinin kullanıcılarının çoğunluğu genç yaştakiler olduğu için daha zor. Ailelerin çocuklarına erken yaşta erişim izni vermemelidir. Aile kontrolü içinde güzel yazılımlar da yardımcı olabilir bence.
Sonuç olarak hayatımızın büyük bir bölümünde bulunan dijital dünya bizim kendi imajımız hakkında endişe etmemize, yalan söylememize yol açıyor. Bu davranış biçimi bazı kişisel bozukluklara yol açabiliyor. Çözümü de aile kontrolü ile dijital dünyaya erişim kontrolüdür. Sosyal medyada zaman geçirirken kendimizi adamayalım, kendi kişiliğimize zarar vermeyelim.