Gıda Reklamlarının Ekonomiyle Yarışı

Sosyal medyada gezinirken , dizilerin ve filmlerin reklam arasında sürekli karşımıza çıkan ve bizi rahatsız etse bile izlememiz için bütün olası durumların önceden hazırlandığı reklamlar iyi bir amaçla mı yapılmaktadır, yoksa sadece ekonomiye katkısı olsun diye önlerine gelen gıdayı içerik bakımından herhangi bir süzgeçten geçirmeden insan sağlığını  tehlikeye atıp firma sahiplerini rahat yaşatmak için mi yapılmaktadır ? Süzme işlemini elbette ki yapıyorlar, ne de olsa insanların beyinlerini sanal bir ekrandan veya sokakta gördüğü yazılardan ibaret yapmak kolay bir iş değil . Eğer insanlar zararlı gıdaların reklamını yapmayı durdurmuyorlarsa bizim beynimiz de bu reklamlarda takılı kaldığından dolayı mı insanlar kötü amaçlı reklamları umursamıyorlar ?

Etrafımızda o kadar çok marka var ki , markete gittiğimizde eğer yabancı biriysek sadece reklamlardan duyduğumuz kadarıyla bile alışverişi tamamlayabiliyoruz. İnsanlar bu derecede reklamlara bağlı bir hayat yaşarken bazı firmalar fırsattan istifade ürünün maliyetini daha ucuza almak için, içine kanser yapıcı maddeler ,depresyona kadar sürükleyecek  jöleler veya kıvam arttırıcılar ve çok daha fazlasını kullanıyorlar , bir de bu yaptıkları marifetmiş gibi üstüne sağlıklıymış imajı verip her yerde reklamını yaparak tüketicinin ilgisini çekmeyi başarıyorlar.  Ayrıca bu tür reklamlar ardından tüketici reklamın büyüsünde kalıp tükettiğinde reklamın diğer kötü tarafını ortaya çıkarıyor: suni ihtiyaç . Yani kişi kendisini sanki o gıda olmazsa eski yaşamına devam edemeyecek gibi hissedip devamlı bu yiyeceği bünyesine alıyor . Reklamların bir başka özelliği de geçmişten beri zararlı olarak bildiğimiz abur cuburları sanki yeni üretmişler gibi sağlıklı abur cubur veya kilo aldırmayan abur cubur şeklinde tüketicinin gözünü boyamaya çalışarak satmalarıdır. Örnek verecek olursak , sağlıklı bir şekilde zayıflamak isteyen kişilerin, ne zaman markete gitsek çeşit çeşit bulunan üstünde de kocaman harflerle “YÜKSEK LİF İÇERİR.” yazısını gördüğümüz kahvaltılık gevreklere yöneldiklerini görürüz. Peki bir besinin lif içermesi veya tokluk hissi yaşatması bu besinin sağlıklı olduğu anlamına mı gelir ? Mısır gevrekleri içerdiği mısır unundan dolayı içerisindeki bütün ürünlerin vitamininin  toz parçası olup gittiği tespit edilmiştir. Ayrıca bazı gevreklerin içerisine kalorisi az olsun diye doğal şeker yerine tatlandırıcılar konulmaktadır. Tatlandırıcılar ise aslında vücudumuzun gizli düşmanlarıdır. Fakat reklamlarda ürünlerin sadece pozitif tarafları tüketici önüne serildiğinden dolayı insanlar özellikle de küçük yaştaki çocuklar reklamların iyi yüzüne aldanıp o yiyeceği almak istemektedirler. Reklamcılık elbette birçok insanın geçim kaynağı olsa da reklam yapılacak yapılacak ürünler insanlar için özenle seçilmelidir. Aksi bir durumda bu tür yiyecekler toplumsal olarak belki obeziteye belki de başka türlü hastalıklara yol açabilir. Hatta hastalığa yol açtığı kişi reklamcının kendisi bile olabilir.

İnsan sağlığı ve ekonomi arasındaki yarış maalesef ki ekonominin öne geçmesiyle devam ediyor. Tabii ki ekonomi de güçlü olmalı fakat reklamların kalitesinin arttırılması ve insanlara daha yararlı gıdalar sunmak ekonomimizi yerinden oynatacak bir değişim olmaz. Sonuç olarak gerek arabada giderken gerekse radyolarda karşımıza çoğu zaman hoş bir müzikle çıkan reklamları insan sağlığı açısından düşünüp tüketicilere sunarsak hem toplum sağlığımız hem de reklam kalitemiz artmış olur.

(Visited 18 times, 1 visits today)