Geleceği görebilmeyi mi yoksa geçmişi değiştirebilmeyi mi isterdiniz ? Sorusunu hayatınızda mutlaka bir kez olsun duymuş ve bu soruyu cevaplamışsınızdır. Şahsen on beş yaşıma kadar ben de bu sorunun cevabını tartışmaya ve yoruma kapalı olarak geleceği görebilmeyi isterdim diye cevap verirdim . Ancak her şeyi toz pembe olarak gördüğüm, bu çocuksu ve masum yaşlardan geçip büyüdükçe yavaş yavaş gerçek dünyanın aslında bu toz pembe , masum görünüşlü dünyadan ne kadar da farklı olduğunu fark ettim . Bu süreçte gerçek dünyayı tanıdıkça bununla birlikte kendi benliğimi de tanımaya başladım . Bu önemli zaman diliminde hayatımdaki bir çok sorunun cevabı değiştiği gibi bu sorunun cevabı da benim açımdan radikal bir biçimde değişti.
Öncelikle bu konuyu ilk okuduğumda ilk sorguladığım konu benim bu soruya kesin yargılarla cevap verdiğim yaşım . on iki, on üç bilemedim on dört . Bir kişinin kendimi tanıya bildim diyebilmesi , gerçek hayatın sert ve acımasız yüzüyle birebir karşı karşıya kalbimesi , geçmişte yaptığı hataların sonuçları ile yüzleşebilmesi için oldukça küçük ve deneyimsiz bir yaş . Gerçekten de öyle değil mi ? Çoğumuzun o yaşlardaki bilinçsizliği , masumiyeti ve saflığı dolayısıyla yaptığı herhangi bir hatanın henüz bilincine bile varmış değildik .
İkinci sorguladığım konu ise bir insan neden pişmanlık duyar ? Bunu kendime sorduğumda ilk aldığım cevap , geçmişte kaçırdığım fırsatlar, geçmişte yaptığım hatalar kısacası gelecekte diyeceğim keşkelerin bir bütünü olarak aldım . Bu sorunun cevabı benim ilk kırılma noktam oldu .Sizce bir insan pişmanlıklarının getirdiği keşkelerle dolu bir geleceği mi görmek ister yoksa arkasında keşkelerin silindiği bir geçmiş mi ,bırakmak ister.
Son sorguladığım şey ise , yatağa uzanıp gözlerimi kapadığım zaman aklıma gelen ilk şeyin geçmişim ile mi alakalı olduğu yoksa gelecek hayallerim ile mi alakalı olduğu. Aldığım cevap ise geçmişte beni büyüleyen, mutlu eden, tekrar yaşamak istediğim olayların hemen arkasından o büyüyü bozucak beni mutsuz edicem bir durum . Aslında bu cümlede gerçekten kendimi yavaş yavaş anlamaya başladım çünkü bu cümle benim için aslında geleceğim kadar geçmişimin de ne kadar önemli olduğunu gösterdi bana .
Bu yüzden ben geçmişimdeki hatalarımı düzeltmeyi geleceğimi görmekten çok daha fazla isterdim .Her ne kadar insanlar kendilerine geçmişte takılıp kalma desede geçmişte yaptığımız bazı hatalar , pişmanlıklar hayatımızı ve zihnimizi meşgul eder bu yüzden ben bu yaklaşıma tamamen katılmıyorum . Tabii ki de geçmişte takılıp boş yere değiştiremeyeceğim şeyler için büyük zaman dilimleri harcanmamalı fakat gelecekte yaşayacağım her şeyin de aslında geçmişimizin bize vermiş olduğu deneyimler ve bu deneyimlerin olumlu ve olumsuz sonuçları olduğu unutulmamalıdır.