Hepimiz şu an yaşadığımız hayatların daha da fazlasını ve daha da mükemmelini isteriz. Sanki bir şeyler eksik ya da fazla. Yaptığımız iyiliklerin bedelini ödedik mi? Ya da hak ettik mi yaşananları, hak edecek miyiz yaşanacakları? Her şeyin acısını çektirdiğimiz kadar, her güzel şeyin karşılığını yaşattığımız kadar çekeriz. Her şeyi biliriz ama ileride ne olacağını… Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin. Bunu da bil, sevdiğin kadar sevilirsin.
Herkes hak ettiğince yaşar hayatı. Can Yücel, ‘’Her şey sende gizli, sevdiklerin kadar iyisin.’’ der. Her şeyin bizde gizli olduğu manidar tabii. Kimse karşısındaki kişiyi kırmak istemez, korkar incitmekten. Ortak bir paydada hepimiz ‘’Sadece onlar’’ üzülmesin diye kendimizi üzmeyi bırakmalıyız. Fakat kimse bilmez, verilen sevginin boşa olduğunu ve aslında karşındaki bireyin bunu asla hak etmediğini. Hep mutlu edemeyiz öyle değil mi? Veya hep mutlu olamayız. Bazen üzülmek gerek ki, mutlu olduğumuz zamanlarda o anın değerini bilelim. Her şey öğrendiklerimizde yaşar aslında. Ne kadar bilirsen o kadar tecrübelisin bu hayatta. Mutsuz olmak istediğin kadar mutsuz, mutlu olmak istediğin kadar mutlusun. Bunu başarabilmenin tek sırrı ’’SEN OLMAK’’. Kendini tanıdığın ve bildiğin kadar atarsın adımlarını. Kendini güçlü gördüğün kadar cesur olursun ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin. Bunu da bil, sevdiğin kadar sevilirsin.
‘’Sen kendini biliyorsan bil ki kendini bilmezlerin söyledikleri anlamsızdır: Unutma, gereksiz eleştiri sadece gizli hayranlıktır.’’ der Cengiz Aytmatov.. Çıktığımız her yol dikenli ve yeis doludur. Önemli olan sona gelmek değil, inanmaktır. Bir toplumda en başta olmak zorunda değiliz, o grupta bulunmak bile gurur verir insana. Bazen iş anlamında da yere çakılmamız gerekiyor ki zirveye çıktığımız zaman ‘’Çok zorlandım ama başardım’’ deme fırsatımız olsun. Kimseye bir şeyleri kanıtlama çabasında olmamalıyız. İnsanlar ne der diye düşünüyoruz ya… Düşünmemeliyiz. Biz sadece kendimizi düşünmeliyiz, çünkü hayat o zaman çok daha güzel olacak. Kanıtlamaya çalıştığın kadar değil başarabildiğin ve istediğin kadardır başarın ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin. Bunu da öğren, sevdiğin kadar sevilirsin.
Kimsenin mükemmel olmadığını hep söyler büyükler ve kimsenin mükemmel olmadığını. Sabahattin Ali ‘’ Ne kendimizi bu kadar büyük ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yok.’’ der. Kim olursan ol, nasıl hissedersen hisset, karşındaki nasıl görürse seni ‘’Osun’’. Ne olduğundan daha az ne daha fazla…Ne ekersen onu biçersin, der atalarımız ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin. Bunu da bil, sevdiğin kadar sevilirsin.
Nefret ederiz bazen insanlardan. Sanki ruhunu sökmüşler gibi. Hayat bu kadar kısayken ne gerek var bunlara? Oğuz Atay ‘’İnsan, ağaçları kesip kağıt yapan, sonra o kağıdı, ağaçları koruyan, yazandır.’’ diyor. Acı çektiren de çoktur, mutlu eden de. Fakat ne kadar nefret eder üzersek, o kadar acı çekeriz. Her şeyin adeta sonu gelmiş gibi davranırız. Fakat nefret ettiğimiz kadar kötü, sevdiğimiz kadar iyiyiz ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin. Bunu da öğren, sevdiğin kadar sevilirsin.
‘’Sakın bitti sanma her şeyi
Sevdiğin kadar sevileceksin.’’
Can YÜCEL