Öncellikle bence sınırsız hoşgörü diye bir şey olmamalı. Çünkü eğer hoşgörü sınırsız olursa, dünya çok karmaşık ve kötü bir yer olur. Mesela eğer sınırsız hoşgörü olursa kolayca kandırılabilir ve her şeyi olumlu yönden algılarız. Ama ben sınırsız hoşgörü olmasın diye hoşgörülü olmak tamamen kalksın da demiyorum. Çünkü eğer hoşgörüsüz bir dünya olursak her şey çok kötü olur. Mesela ırkçılık şu anda dünyamızda yaşanan en büyük sorunlardan biri ve eğer hoşgörü olmazsa ırkçılık gibi durumlar daha da artabilir.
Peki ama ırkçılık nedir? İnsanların tenlerinin renginin farklı olması ve bunun yüzünden de bazı kişilerin ten renkleri farklı olan insanlara kötü davranması, onlarla alay etmesi, onları üzmesi, zorbalık gibi şeyleri yapmasına ırkçılık denir. Ama bence bu olay çok saçma. Çünkü insanlar doğarken gelecekte nasıl olacaklarını kontrol edemiyorlar veya isteyemiyorlar. Bu nedenle de farklı tenlerde doğan insanlara zorbalık yapılması çok saçma çünkü o kişinin kendi isteğiyle olan bir şey değil ve bunun yüzünden de insanları üzmek hiç de doğru değil. Mesela yakın zamanda bir maçta bir hakem farklı tenle bir oyuncuyu siyah diye çağırdığı için oyuncu çok üzüldü. Aslında eğer ben o oyuncunun yerinde olsaydım ben de çok üzülürdüm. Çünkü o hakem eğer oyuncuyu siyah diye çağırıyorsa oyuncu da hakemi beyaz diye çağırabilir ama aslında buna da gerek yok çünkü zaten isim diye bir şey var ve eğer birbirimizi isimlerimizle çağırırsak hem daha iyi hem de daha mutlu bir dünyamız olur.
Şimdi şunu düşünüyorsunuz, bu lakap takma sadece renkle mi alakalı? Hayır hiç de değil. Mesela ben okuldayken bazı gözlüklü arkadaşlarıma bazıları gözlüklü diye sesleniyorlardı ve bence bu da aynı ırkçılığa benzeyen bir olay. Sonuçta o insanın da bir ismi var ve belki de o gözlüğü isteyerek takmıyor. Bu durumdan dolayı bence hem sınırsız hoşgörü hem de hoşgörüsüz bir dünya olsa ikisi de çok kötü olurdu. Bence her şeyin iyisi ortadır, yani hoşgörünün de yerinde bir sınırı olmalı.