Halk arasında söylenen ve oldukça yaygın bir söylem vardır, herkes bir şekilde bunu bir yerlerden duymuştur: “Bir balığın bisiklete ihtiyacı ne kadarsa kadının da erkeğe ihtiyacı o kadardır”. Aslında burada söylenmek istenen biraz şaka yollu da olsa gayet açık ve net bir şekilde ifade edilmiş, balığın bisiklete olmadığı gibi toplumda kadının hayatının herhangi bir bölümünde erkeğe asla ihtiyaç duymuyor olduğu görüşü.
Öncelikle bu tür söylemler halk arasında oldukça yaygındır çünkü bu tür bir söz duyduğumuzda her şeyden önce bunun çok bilgece söylenmiş ve doğru bir deyiş olduğunu düşünürüz dolayısıyla hemen hayatımızda duyduğumuz şeyi destekleyen örnekler bulmaya başlarız fakat ne yazık ki bu söylenilen sözler her zaman doğru olmuyor. Tam da bunu desteklemek amacıyla bir örnek verebiliriz, kadın ve erkek bir elmanın iki yarısı gibidir sadece doğru eşi bulduklarında birbirlerini tam olarak tamamlarlar. Az önceki söz gibi buna da hayatımızdan örnekler bulabiliriz.
Hiçbir kadının asla erkeklere ihtiyacı olmadığı gibi anlamsız ve bencilce bir düşünceyi doğru kabul etmek kadın erkek fark etmeksizin bireyin hayatını zorlaştırdığı ve kişiyi mutsuz ettiği yetmiyormuş gibi toplumdaki düşünce yapılarını olumsuz etkiler. İlk akla gelen bu olmasa da bu fikri bir kadının desteklemesi bir erkeğin desteklemesinden çok daha kötüdür. Bir insanın kendini yalnızlığa hapsetmesi kadar korkunç bir şey olamaz. Ne yazık ki sevmeyi, âşık olmayı, beraber olmayı acizlik ve zayıflık olarak düşünüyoruz. Seven, sevmiş olan herkes yalnızlığın ne demek olduğunu bilir. Daha çok da onca kalabalığın onca insanın içinde yalnız hissetmenin nasıl bir şey olduğunu.
Hayatta bir insanın kimseye ihtiyaç duymaması gibi bir şey söz konusu değildir. Bırakın kadının erkeğe ihtiyaç duymaması gibi uç bir örneği her insan kadın erkek fark etmeksizin hayatındaki her insana ihtiyaç duyar. Bu kesinlikle erkekler kadınlara ihtiyaç duymaz demek değildir, hatta tam tersi erkekler de kadınlara muhtaçtır demek bu. Bu tür konuları her zaman iki taraflı düşünmek lazım, burada anlatılmak istenen ne erkeğin ne kadının birbirleri olmadan yapamayacakları. Kişi hayatında istemediği insanlara bile ihtiyaç duyar çünkü en çok da onlardan hayata dair bir şeyler öğrenir. Bu durumda neden ancak ve ancak beraber olarak içlerindeki boşluğu doldurabilecek ve ruhen doyabilecek iki insan birbirine ihtiyaç duymasın.
“Bir balığın bisiklete ihtiyacı ne kadarsa kadının da erkeğe ihtiyacı o kadardır” cümlesinde ruhen duyulan bir ihtiyaçtan bahsettiğini düşünmüş olsam gerek şimdiye kadar hiç üreme veya cinsellik açısından bakmadım duruma. Aslında buradaki asıl problem zaten üreme ve ya cinsellik de değil ama yine de bahsetmek gerekirse iki cinsiyeti bu şekilde kutuplaştırılması gerektiğini savunan birisinin aynı zamanda üreme konusuna da bir çözüm bulması gerekiyor.
Kısacası kadına balık erkeğe bisiklet diyerek iki bir toplum içerisinde birbirleri için var olan cinsiyetleri bu şekilde ayırmaya ve bağımsızlaştırmaya çalışmanın hem bunu yapanlara hem de topluma bir faydası yoktur. Bunu yapmak yanında cinsiyet eşitsizliği ve tartışmalar getirdiği gibi bu düşünceyi hayatına dâhil eden