Evren Big Bang isimli 13,8 milyar yıl önce aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan meydana geldiği savunulan bir patlamanın sonucunda oluştuğu varsayılan gök varlıklarının bütünüdür. Dünya ise güneş sistemindeki üzerinde sıvı halde su barındırdığı bilinen tek astronomik cisimdir. Ayrıca elde edilen kalıntılara göre, 4,5 milyar yıldan fazla süre önce oluştuğu tahmin edilen dünya, üzerinde canlı bulundurduğu bilinen tek gezegendir. Araştırmalara göre Dünya üzerindeki ilk yaşamın daha Dünyaya büyük asteroitlerin çarptığı Geç Dönem Ağır Bombardıman başlamadan çok önce yaşadığı ancak 3,9 milyar yıl öncesine kadar süren asteroid yağmurları yüzünden neslini tükendiği düşünülmektedir. Günümüzdeki canlıların ondan sonra gelmiştir. Ayrıca canlıların ortak atası olarak kabul edilen LUCA (Last Universal Common Ancestor) ise tüm canlılar ile birlikte bizlerin de ortak bir kökene sahip olduğu son organizma popülasyonudur. Çağdaş insan tanımına uyabilecek ilk insanların ise yaklaşık 300 bin yıl önce Dünya üzerinde yaşadığı ve ilk insan türünün fosillerinden Afrika’da yaşadığı anlaşılmıştır. Ama bu ilk insanlar arasında bizi en çok ilgilendiren alt tür olan Homo sapiens sapiens, Homo sapiens türünün üçlü isimlendirilmiş alt türlerinden birisi olan modern insandır. Bu alt tür bütün Homo türüne dahil olan alt türler arasında soyu tükenmemiş tek alt türüdür.
Dünya üzerinde şu ana kadar sayısız tür gelmiş, bir kısmı bazen doğal olaylardan bazen insan faaliyetlerinden bazense açıklanamayan veya bulunamayan sebeplerden dolayı yok olup gitmiştir. Her dönem bazı canlı türleri üstün gelmiştir ancak diğer türlerde daha uzun yaşayabilmek için kendilerini geliştirerek bir denge içinde ilerleme kat edebilmişlerdir. Mesela bir aslanın bir sonraki nesli avlanmak için daha hızlı koşabiliyorsa avlarının da bir sonraki nesli hayatta kalabilmek için daha hızlı koşmaya başlayacaktır. Uzun seneler boyunca bu denge böyle devam etmiştir ancak şempanzeler ile ortak bir ataya sahip olan insan ırkı ne başka canlıların ne de kendi beyninin algılayamayacağı kadar hızlı bir şekilde besin zincirinin tepesine çıkmıştır. Ama bu olay doğanın ayak uyduramayacağı kadar hızlı olsa da oldukça uzun süren bir evrim olmuştur. Burada anlattığımız tür olan Homo sapiensler, gelişme süreçlerinde hem büyük beyinlere hem de büyük bir sindirim sistemine sahip olmanın fazla enerji istemesinden dolayı yavaş yavaş sindirim sistemini küçültmeye başlamıştır. Bu sebepten de kalça yapıları küçülmeye başlamıştır. Böylece doğurmak zorlaştırmıştır. Doğurmanın zorlaşması bizleri daha sosyal canlılar haline getirmiştir. Aralarındaki bağları geliştirmiş, iletişimi kuvvetlendirmiş, dedikodu yapmış ve belli sayılara kadar ulaşabilen sosyal ağlar kurmayı becermişlerdir. Daha iyi iletişim ve sosyal ağlar bilgi paylaşımını geliştirmiştir. Bu dönemlerinde avcı toplayıcı olarak yaşayan insanlar yavaş yavaş yerleşik hayata geçerek belli yerleri evi olarak varsaymaya başlamıştır ve tarıma yönelmeye başlamıştır. Bu esnalarda da insanlar kendi aralarında gruplaşabilmişlerdir ama sayılarını belli bir miktarın üstüne çıkaramamışlardır. Bu sebepten dolayı insanları bir amaç üzerinde bir araya toplayabilmek için olmayan şeylere anlam yüklemeye başlamıştır. Mesela tanrılar yaratmışlardır, devletler kurmuşlarıdır ve insanlar kendilerini ait hissetmeye başlamıştır. Böylece bir insan aynı tanrıya inandığı için tanımadığı kişilerle aynı yerleri paylaşabilmiştir, aynı devlet altında olduğu için savaşlarda hiç tanımadığı kişileri savunabilmiştir.
Sosyal bağları bu kadar güçlenmiş Homo sapiensler, başka Homo alt türleri dahil olmak üzere dünya üzerinden yüzlerce nesli silmiş, her gittiği yerde hakimiyeti zorla da olsa eline almayı başarabilmiştir. Homo sapiensler bu dünyadaki üstünlüğü sağlamış ve dengeyi gün geçtikçe bozmaya başlamıştır. Ama bu hiçbir zaman demek değildir ki evren biz insanların emrine verilmiştir. Bizde diğer nesli tükenmiş canlılar gibiyiz birer canlıyız. Tek farkımız sosyalleşme konusunda diğer canlılardan ileride olup bilgi aktarımında daha başarılı olmamızdır. Bizler ne üstün canlılarız ne de başka bir şey. Gün gelince belki de bizde diğer canlılara olduğu gibi daha yetenekli ve gelişmiş canlılar tarafından neslimiz yok edilecek. Evren hiçbir zaman hiç kimsenin emrinde olmayacaktır. Gün gelecek her canlıya olduğu gibi bizden de üstün bir canlı bizim neslimizi yok etme ihtimali olabilecektir.