Yaşattığım her şey için özür dilerim ama yaşadıklarım daha zordu. Ancak karşıma geçip deseler bunlar bir gün tekrar yaşanacak. Hiç şüphesiz ki yine yaşarım çünkü özlüyorum. Geçmişi değil hissettiğim duyguları özlüyorum. Hissediyorum özlediğim şeyleri; eskileri, anılarımızı ve en çok da kokusunu… Ben bir kez daha anladım neden güvenmemem gerektiğini. Buna rağmen nasıl hala özleyebiliyorum? Bilmiyorum ve sanırım cevabına hiçbir zaman ulaşamayacağım.
Şarkı açıyorum ve bir şeyleri düşünmekten dinleyemiyorum. Yine de dinliyorum. Belki birbirimizi anlarız diye ama anlamayacağız. Neden biliyor musunuz? Çünkü o bu şarkıları dinleyecek kadar kırılmadı. Düşünemiyorum, hayal kuramıyorum ve en kötüsü nefes alamıyorum. Aldığım her nefes de başkaları için yaşadığımı ama yaşamak istediğim insan için yaşamadığımı fark ediyorum.
Yazamıyorum hislerimi. Zira farkındayım hiçbir zaman okumayacağının. Anlatmıyorum kimseye içimdeki fırtınaları. Anlatsam sadece o anlar, ama bir tek ona anlatamam. Kalbimden geçen ne biliyor musunuz? O okyanus kokusu, kalbimin her ıssız sokağını kaplamışken şimdi o sokaklardan içime işleyen okyanuslar olmadan geçmek istemiyorum. Artık okyanuslardan nefret ediyorum ya da edemiyorum. Bekliyorum ki o okyanus içime işlesin tekrardan, eli omzuma dokunsun ve bir mucize olsun. Olmaz. Sorun bu mucizenin yaşanmayacak olması değil, benim olmayacak halde hala bağlı kalmam. Ne olur bana bir yol göster, bir çıkar yol bul bu çaresizliğime…
Siz olsanız bu duyguları silip atmak ister miydiniz? Sizi siz yapan yanlışlarınızın, sizi bir zamanlar dünyanın en mutlu insanı yaptığını unutmayın. Hatalarımı toplayıp bir eşittir koyduğumda sonuçta şu anki ben çıkıyor. Eğer geçmişteki hatalarınız yüzünden benliğinizden vazgeçmeye hazırsanız buyurun. Sadece hatalarınızı gördüğünüz bir dünyada, zaferlerinizi önemsemek zor. Silmeyin geçmişinizi. Dün hata yapın, bugün öğrenin ve yarının üstesinden gelin. Geçmişinden niye kurtulamadığını, bağlı kaldığını düşünüp bir neticeye varmak varken. Neden hiç yaşanmamış gibi davranmayı seçiyorsunuz?
Peki ya geleceği görebilmek. Olacaklardan haberdar olmak. Gelecek hakkında her şeyi bilmek demek gelecek hakkında hiç hayal kurmamak demektir. Eğer gelecek hakkında düşünmezseniz, asla bir geleceğiniz olmaz. Yaşanması gerekenler yaşanır ve sizde oralarda bir yerlerde durursunuz. Bırakın bilmeyin geleceğinizi. Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri tamamlasın. Geleceğinizin nasıl geleceğini bilmek yerine o geleceğe ümit bağlayın. Kurduğunuz hayaller suya düştüğünde kırılmayın… Gerçekleşmeyen hayaller bizi hayata bağlar. Fransız yazar Andre Gide ‘’İnsanın hayatı, insanın hayalidir.’’ demiştir.
Size hislerimden bahsettim. Peki benim elime böyle bir şans gelse ne yapardım? Onca yaşanmışlığı silmek mi yoksa yaşanacakları önceden bilip anın büyüsüne kapılmamak mı? Belki pişman değilim, belki zamanında gözlerime baktığınızda hissettiğiniz en güzel duyguyu şu an hissedemiyorsunuz ama ben benim. Geçmişimle ve geleceğimle benim. Onunla veya onsuz, hatalarımla ve yanlışlarımla ama en çok da doğrularımla benim. Hayatımdan beni ben yapan şeyleri ne silmek ne de değiştirmek isterdim. En azından bu yıl için böyle… Dönüp baktığımda bambaşka olaylarda apayrı kişilerle yaşadıklarımı görüyorum. Ben yaşadığım hiçbir şey için pişman değilim. En azından 16 yıl için bu böyle.