İnsan tek başına hayatını sürdürebilen bir canlıdır. Günümüz dünyası her ne kadar bizi birbirimize muhtaç durumdaymışız gibi göstersede aslında kimse bir şeyler yapabilmek için başkalarına muhtaç değildir. Evet bir doktorun hastalarına, bir öğretmenin öğrencilerine, bir çiçekçinin çiçeklerine ihtiyacı vardır. Ama bir balığın daha hızlı yüzebilmesi için bisiklete, bir zürafanın ağaçlara yetişebilmesi için merdivene, bir yarasanın uçabilmesi için ışığa ihtiyacı olmadığı gibi kadınların da rahat bir hayat yaşayabilmesi için erkeklere ihtiyacı yoktur.
Kadınların kendi işleri olabilir, kendi başlarına bir şirketi yönetebilir, para kazanabilir, sokağa çıkabilir ve yaşayabilirler. Bir anne düşünün. Okuyamamış, eşini kaybetmiş ve iki çocuğuyla kalakalmış bir anne. Bir reklam görmüştüm. ”Eğer dünyaya bir daha gelseniz kim olarak gelmek isterdiniz?” sorusuna herkes farklı farklı cevaplar verirken ”Anneniz kim olsun isterdiniz?” sorusuna herkes tek bir cevap veriyordu. ”Annemin yine annem olmasını isterdim.” İşte anneler bu kadar değerlidir. Bir kaç cümle önce düşünmenizi istediğim anneye geri dönecek olursam o anne kalakalmış değildir. Anneler kalakalmayacak kadar güçlüdür. Okuyamamış da olsa, eşini kaybetmiş de olsa o bir annedir ve güçlüdür.
Bir üstte yazdığım paragrafı sokaktan birkaç kişiye göstersem ve ”Sizce haklı mıyım? Anneler gerçekten güçlü müdür?” diye sorsam eminim birçok insan ‘evet’ cevabını verir. O zaman neden annelerin güçlü olduğu kabul ediliyor da aslında bütün kadınların güçlü olduğu kabul edilmekte bu kadar zorlanılıyor. Annelerin amacı çocuklarını korumak ve onların iyi bir hayat yaşayabilmesini sağlamak değil midir? Demem o ki kadınlar da koruyabilir ve kadınların güçlü olmaları, birilerini koruyabilmeleri için anne olmasına gerek yoktur.
Annelikten çıkıp daha genel konuşmam gerekirse kırk yaşını geçmiş bir kadın evde kalmış, boşanmış kadın istenmeyen veya okumamış kadın cahil değildir. Bunlar yanlış ön yargılardır. Evlenmeyen kadın istemediği için evlenmemiş, boşanan kadın istediği için boşanmış ve okumayan kadın imkanı olmadığı veya okumak istemediği için okumamış olabilir. Kadınlar kendi fikirleri olmayan, sadece başkalarının yönlendirmesi doğrultusunda hareket eden veya sırf biri bir şeyi yapmasını istedi diye o şeyi yapan varlıklar değildir. Kadınların da erkekler gibi kendi fikirleri ve duyguları vardır.
Son bir konudan bahsedecek olursam birine bağlanmak iyi değildir. Çünkü o kişi hayatınızdan gittiği zaman boşluğa düşersiniz. Bu bahsettiğim şey erkekler için de geçerli. İnsan her zaman kendi ayakları üzerinde durmayı bilmeli. Bir erkek olarak o kişiyi çok da sevseniz, bir anne olarak çocuğunuz için her şeyi yapabilecek güce de sahip olsanız bırakın o kişinin sizsiz de yaşayabilecek gücü olsun. Bu genel olarak yaptığım ama özellikle erkeklerin üstüne alması gerektiğini düşündüğüm bir seslenişti. Bırakın kızınızın, eşinizin siz olmadan da yaşamaya güçleri olsun. Kızınızın okumasına, eşinizin çalışmasına izin vermeyerek onları kendinize bağlı hale getirmeyin. Bırakın kadınlar da güçlerini göstersin.