Yataktan kalktıktan sonra yemek yedim ve odama geri döndüm. Telefonuma bir mesaj gelmişti. Telefonumu açtığımda bir milyon TL kazandığımı öğrendim. Fakat mesajın altında “Sadece isminizin ilk harfi ile başlayan şeyleri alabilirsiniz.” yazıyordu. Mesajı okuyunca çok şaşırdım. Niçin istediklerimi alamıyordum? Fakat bu benim tek şansımdı. Yatağımda oturup düşünmeye başladım: “O” harfi ile neler başlar? Aklıma bir sürü şey geldi: Oje, oyuncak, otomobil, oklava, ocak, ok
Sonradan aklıma geldi çok istediğim bir oyuncak vardı ve param yetiyordu, hatta fazlası bile vardı. Anneme haber verdikten sonra yola çıktım, yürürken alacağım oyuncağı düşünüyordum. Aradan bir kaç dakika geçmişti. Yürürken fark ettim ki ayağımda beni rahatsız eden bir şey vardı. Önemsemeden yoluma devam ettim fakat ayağımdaki o şey beni artık çok rahatsız ediyordu en sonunda bir ağaca yaslandım ve ayakkabımın içine baktım, içinde bir taş varmış. “Önceden niye bakmadım ki?” diye pişman oldum, taşı çıkarttım. Ayakkabımı giyerken arkamdan bir ses geldi. Çok korkmuştum titriyordum ve korkudan arkama dönememiştim. Yerimde donmuştum ama arkamdaki o ses yine bana “Korkma benden sana zarar gelmez.” demişti. Sonra yavaşça arkama döndüm ve ne göreyim! Arkamda konuşan şey aslında bir ağaçmış. Çok şaşırmıştım. Sertçe yüzüme vurdum çünkü bunun bir rüya olduğunu düşünüyordum. Fakat uyanmamıştım ve ağaç gerçekten konuşuyordu. Ben daha bir şey diyemeden ağaç “Neden yalnız başına buradasın?” diye sordu. Ağaca cevap verdim “Buradaki oyuncakçıyı bulmaya çalışıyorum.” Ağaç hemen cevap verdi “Ben o oyuncakçıyı görmüştüm, buradan bir kaç kilometre uzakta!” Ağaç nefes almadan sözüne devam etti: “Fakat oraya giderken önüne bir sürü zorluk çıkacak ve oralarda karşılaşacağın insanlara güvenme; onlar kötü insanlardır.” Ağaç sözünü bitirdikten sonra ona kafa salladım ve birbirimizle vedalaştık. Yürürken hem oyuncağı hem de ağacın bana söylediklerini düşünüyordum. O anda önüme bir kedi çıktı. Kedi çok susamış, kirli ve açtı. Kediye bir şeyler anlatmaya çalıştım fakat beni anlamıyordu. Kediyi kaldırdım ve göle doğru gittim ve su içirdim. Tam elimle onu temizleyecektim ki kedi kafasını sallayarak sanki “Hayır beni temizleme!” diyordu. Kediyi bıraktım ve onu izlemeye başladım. Kedi, bütün kediler gibi kendini yalayarak temizliyordu. Kedinin güvende olduğunu gördükten sonra yoluma devam ettim. Yolun dönüş kısmında önüme üç kısa adam çıktı. Adamlardan biri keskin kulaklı bir elf idi. Diğer adamın kulakları küttü fakat o da bir elf idi. Diğer adamın kulakları normal bir insanın kulaklarıydı. Adamlar birbirinden çok değişikti ama aynı zamanda üçüz gibiydiler. Onlara sordum: “Siz elf misiniz?” Adamlar cevap verdi “Evet biz elfiz fakat arkadaşımız bir insan!” Önce şaşırmıştım, sonra adamlara daha iyi baktım. “Siz neden buradasınız?” Sivri kulaklı elf beni hemen cevapladı: “Ben çantamı kaybettim ve arkadaşlarımla onu arıyoruz.” Küt kulaklı elf, “Sen çantayı gördün mü?” dedi. Tam onlara “Görmedim” diyecekken insan olan, “Arkadaşımın çantasını bu yolda kaybettik.” İnsan olan bunu söyledikten sonra sesimi kestim çünkü o çantayı yolda bulup ben almıştım. Sonradan sivri kulaklı adama doğru eğildim ve ona çantasını verdim. Sivri kulaklı elf, “Sen çantamı nereden buldun?” Hemen cevap verdim: “Ben oyuncakçıya doğru giderken yerde yeşil bir çanta görmüştüm işime yarar diye almıştım.” Sivri kulaklı elfin yüzünde bir mutluluk ifadesi oluştu ve elfler ve insan teşekkür etti ve ortadan kayboldular. ben de yoluma devam ettim.
Biraz uzağa baktım ve oyuncakçıyı gördüm. Oraya hızlıca koştum ve içeri girdim etrafıma baktığımda her yerde oyuncaklar vardı. Etrafta biraz dolaştıktan sonra istediğim oyuncağı buldum. Seçtiğim oyuncağı aldım ve oyuncakçıya parayı verdim.
Çıktığımda havanın karardığını gördüm. Hızlıca eve gittim. Giderken etrafa baktım elfler ve insanlar evlerinde çay içiyordu, kedi rahatça uyuyordu, ağaç etrafındaki insanları izliyordu. En sonunda eve geri dönmekten memnun anneme selam verip odama geçmiştim. Odamda oyuncağımın kutusunu açıp onunla yarım saat oynamıştım. Annem bana yemeğin hazır olduğunu söyledi. Annemle yemek yerken düşünüyordum: “Yarın istediğim şeyleri almaya giderken kimlerle tanışacağım acaba?”