Ben hürriyeti ve onun tehlikelerini, köleliğin sakinliğine tercih ederim.
Hürriyet veya günümüzde daha sık kullanılan haliyle özgürlük, insanların yüzyıllardan beri uğruna savaştığı, mücadele ettiği ve büyük bedeller ödediği bir haldir. Özgürlüğün değişik çeşitleri vardır. Kelimenin sözlükteki anlamına baktığımızda “herhangi bir koşulla sınırlanmama, zorlamaya, kısıtlamaya bağlı olmaksızın düşünme ve davranma durumu” yazdığını görürüz. Bu durum, vatan özgürlüğü, kişi özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, istediğin gibi yaşama özgürlüğü vb. diye devam edebilir.
Hürriyetin bedeli çok pahalı ve ağırdır. Hürriyete giden yolda nice canlar feda edilir, nice ağır yaralılar olur, kısacası maddi-manevi kayıplar verilir. Türk halkı olarak hürriyetimiz için belki de en fazla kurtuluş savaşı yılları boyunca mücadele etmişizdir. Buna rağmen, herkes bu bedeli ödemeye, hatta ölmeye hazır olmuştur. Atatürk’ün Sivas Kongresi’nde ifade ettiği “Ya istiklal ya ölüm!” de bunun başka şekildeki anlatımı değil midir? Oysa ki, özgürlüğü tercih etmeyip başka ülkelerin boyunduruğu altında yaşamayı da tercih edebilirdik. O yıllarda korkak, pısırık ve hain olanlar bu seçeneği kullanmaktan yana olmuşlar, yetmediği gibi özgürlük için savaşanların karşısında durmuşlardır. Başka bir ifadeyle, hürriyeti ve onun tehlikelerini değil köleliğin sakinliğini tercih etmişlerdir. Maalesef bu gibi insanlara her dönemde rastlamak mümkündür. Neyse ki sayıları çok değil. Özgürlüğün bir başka çeşidi ise, eskiden beri köle tacirleri tarafından satılan kölelerin bütün tehlikelerine rağmen özgürlüğe koşmak istemeleri ve bunun için ölüm dahil ağır bedel ödemeye razı olmalarıdır.
Peki, özgürlüğü elde etmek için bu denli tehlikelerden geçmeye ve büyük bedeller ödemeye neden razı oluyor insan? Neden köle veya esir olarak sakin sakin yaşamak varken insanlar özgürlük istiyor? Çünkü özgürlük çok tatlı ve çok güzel bir durumdur. Başkalarının sana ne yapman gerektiğini söylemeden, kendi iradenle karar vererek yaşamak, istediğini yapabilmek, istediğin yere gidebilmek, istediğin yerde çalışabilmek, istediğin kişiyle evlenebilmek, yani kısacası başkalarının senin için tasarladığı hayatı değil kendi hayatını yaşayabilmek kadar hoş ve tatmin edici bir şey var mı dünyada?
Özgürlük çok güzel bir şeydir. Bunun değerini, belki de, bizler hazıra konduğumuz için çok anlayabilmiş değiliz ama maalesef bugün bile dünyada hala kölelik yapan özgürlüğü tatmamış insanlar var. Dolayısıyla bunun kıymetini bilmemiz lazım.