Hep içime kapanık biri olmuşumdur. Kendi kafamın içinde onlarca düşünce ile beraber yaşıyorum. Ve orası pek renkli bir yer değil. Dış dünyaya açılmaya korkum yeterince fazla. Neden mi? 7 veya 8 yaşlarında filan çok sosyal bir çocuktum. Çünkü beni destekleyen biri vardı. O beni destekliyordu, bana güveniyordu, beni mutlu ediyordu, beni yalnız hissetirmiyordu ….. annem.
Doğduğumdan beri sadece o ve ben vardık. Baba ben doğmadan önce bir motor kazasında öldü. Annem ilk başlarda bu işin altından kalkamayacağından korktu. Ama beni ilk gördüğü anda benim çok uslu olacağımı anladı. O zamanlar hayatım adeta bir şenlikti. Annem ne istersen yapıyor, nereye istersem götürüyordu. Ama bir gün sabah uyandığımda annem yatağında yoktu. Bütün evi aradım ama bulamadım. Komşular çocuk hizmetlerini aradı ve bir ekip gelip eşyalarımı toplamamı söyledi ve ben “Nereye gidiyoruz?” diye sordum. Onlarda “Sana bakacak biri olmadığı için seni bir yetimhaneye yerleştireceğiz. Bu yüzden eşyalarını toplamalısın.” dediler. Kafamın içinde bir sürü soru vardı. Benim bir annem vardı, bana bakacak biri vardı. Hala beni neden ve nereye götürmek istiyorlardı? Yetimhane de neresiydi? Bütün eşyalarımı mı almam gerekiyordu? Kendimce bu soruların cevaplarını ararken bir baktım beni bir arabaya koyup bir yere gidiyoruz. Araba yarım saat yol gittikten sonra kocaman, eski bir binanın önünde durdu. O zamanlar pek anlamamıştım neden buraya geldiğimi. Ama yaşım ilerledikçe bana olan biten her şeyi anlatılar. Ve annem hakkındaki bütün umudu kestim. şuan 10. sınıfım. Ben sınıfın en iyi öğrencisiyim. Derslerime olabildiğince odaklanmaya çalışırım. Ve ezeli düşmanım Elanur. Çok gıcık bir tip. Atışmalarımız ilk okuldan beri devam ediyor. O ilk benimle bir yetim olduğu için dalga geçmişti. Bende sonra Kerem’e karşı duyduğu aşk için dalga geçtim. Yine bir deneme sınavı yaklaşıyordu. Hiç endişe etmeme gerek yoktu. Çünkü çalıştığım için kolay olacağını biliyordum. Elanur asla ders çalışmazdı. Dolayısıyla notları düşüktü. Sınav günü geldi çattı. Sınava tam girecekken Elanur bana “Bu sefer ki sınavda her şeyi doğru yaptığına emin ol!” Bu çok garipti. Ne demekti şimdi bu? Her neyse. Hiç bir şeyin benim dikkatimi dağıtmasına izin veremezdim. Sanırım Elanur yanıldı. Sınavım harika geçti. Ve her şeyi de kontrol ettim. Bu onun kurduğu en kötü kumpas olabilirdi. Aradan 1 hafta geçti. Artık sınav sonuçları açıklanacaktı. Okula girdiğim an koridorda asılı olan sınav sonuçlarına baktım. Gözlerime inanamadım. 1. değildim daha da kötüsü Elanur 1’idi! O hiç ders çalışmazdı ki, nasıl 1. olabildi? “Her neyse sen kendi notuna odaklan Sıla. Başkalarını notundan sana ne?” dedim kendi kendime. Kendi mi aramaya başladım. 50. kişiye gelmiştim ve ben hala yoktum! Acaba benim ismimi mi yazmayı unuttular? “Ne?!?” diye bir çığlık attım. Nasıl oluyordu da ben sonuncu yani 79. olabiliyordum? Yanlış kodlamış olamazdım. Kontrol etmiştim. Hemen müdürün ofisine koşmaya başladım. 2 kat çıktıktan sonra müdürün odasına nihayet çıkmayı başardım. Müdüre her şeyi anlattım. “Sıla’cım bende çok şaşırdım. Böyle başarılı bir öğrencinin düşük bir not alması akıllara durgunluk veren bir olay. Ama dert etme bir daha kine daha çok çalışırsın yavrum.” dedi. Ne! Bana inanmıyordu. En başarılı öğrenciyim ve benim sınavda sonuncu olabileceğimi düşünüyordu. Ama benim adım Sıla’ysa bende bu işin peşini bırakmayacaktım. Tam odadan çıkarken müdür bana “A. Sıla, Bir şey söylemeyi unuttum. Okuldan sonra servise binmene gerek yok.” dedi. “Neden?” diye sordum. “Annen şehre geliyormuş ve o artık seni okuldan alacak ve kendi evine götürecek. Kulaklarıma inanamadım! Beni küçük yaşta terk eden annem artık onunla mı yaşamamı mı istiyordu? Onun adını bile zar zor hatırladım. Emel… Bunca yıl beni yalnız bıraktı ve şimdi kızı 14 yaşına gelince mi beni geri istiyordu? Bu günden daha kötüsü olamazdı. Hem adaletsiz bir şekilde sınavda sonuncu oldum hem de sahte annemden ya azar ya da yalandan teselli lafları işitecektim.
Okul bitince bahçede annemi beklemeye başladım. Elanur kız arkadaşlarıyla benim annemi beklediğimi görünce “Bak sen şu işe. Birilerinin annesi 5 sene sonra tekrar ortaya çıkmış.” dedi. “Evde ne yapacaksınız tatlım? Gereksiz bir pijama partisi mi? Hmmmmm. Hayır. Berbat bir film gecesi mi? Yok bu da olmadı. Ah evet buldum. Sahte bir anne-kız konuşması.” dedi alaycı bir şekilde. Kötü kötü gülmeye başladılar. Ama haklıydı ne yapacaktık eve gidince? Yine kendi kafamın içinde düşüncelere dalmışken bir korna sesi duydum. Bu gelen annemdi! Gri renkli küçük bir arabası vardı. Elanur hemen fırsat buldu ve dalga geçti. “Hahaha. Hiç aklıma gelmezdi. Bir de fakirlermiş. Hadi Sıla. Koşsana! 5 yıldır kayıp olan annen geldi. Çabuk olmalısın yoksa seni yine bırakıp gider.” Harika, beni sahte annemin önünde de küçük düşürdüler. İstemeye istemeye arabaya bindim. Annem ban parlar gözlerle bakıyordu. “Sıla! Bugünü görebileceğim hiç aklıma gelmezdi. Seni çok seviyorum. Seni bıraktığım için çok üzgünü-” sözünü böldüm “Evin neredeyse sürer misin arabayı? Yapmam gereken bir sürü ödevim var. Yani evin içinde konuşmaya bile zamanım yok.” dedim. Hiç bir şey demeden arabayı çalıştırıp evine doğru sürmeye başladı. Annemin evi küçük de değildi, büyükte değildi, ama huzur vericiydi. Annem evi gezdirmeye başladı. Sıra benim odama gelince hemen odaya girip masada ödevleri mi yapmaya başladım. 2 saat sonra ödevlerim bitmişti. Ama hala odamdan çıkmaya niyetli değildim. Kulaklığımı takıp müzik dinlemeyecektim ki telefonuma bir mesaj geldi. Mesaj okulun sitesindendi. Merak edip hemen açtım. mesaj da şöyle yazıyordu “Sevgili öğrenciler, geçen hafta girmiş olduğunuz sınav sizin karne notunuzun yarısını belirleyecektir. Eğer hala sonuçlarını bilmeyen varsa aşağıya sıralamayı yazıyorum.” Bir umut sıralamaya tekrar baktım ve hala sonuncuydum. Büyük bir çığlık annem koşa koşa odam geldi. Telaşla “Ne oldu!” diye sordu. Neden bilmiyorum ama her şeyi anlattım ve çok iyi hissettirdi. Annem beni dikkatle dinledikten sonra eli usulca omzuma dokundu “Merak etme ben buradayım. Annen olarak değil arkadaşın olarak.” dedi. O gece ağlaya ağlaya uyuduğumu hatırlıyorum. Sabah gözlerim şiş bir şekilde annemin iltifatlarıyla uyandım ama hiçbirini önemsemedim. Okula moralim çok düşük bir şekilde gittim. Koridorda “Sıla ve Elanur müdürün ofisine” anons edildi müdürün ofisinde birde ne göreyim. Annem orada! Meğerse sınav bittikten sonra Elanur öğretmenler odasına girip beni ve onun sınav kağıdındaki isimleri değiştirmiş. Ve bu olayı fark eden de annem olmuş. O günde itibaren annem bir farklı gözle bakmaya başladım. Elanur bir daha benimle dalga geçmedi çünkü o da 3 hafta boyunca uzaklaştırma cezası aldı.