Hayatımın değiştiği o güne diğer günlerde olduğu gibi gayet sıradan bir başlangıç ile yani alarmımın saat 7’de çalan o tatsız sesiyle uyanmıştım. Hazırlandıktan sonra her gün olduğu gibi işe gitmek için evden ayrılıp yola koyulmuştum. Daha dün gibi hatırlıyorum, hava bile daha da moralimi bozmaya çalışırcasına kapalıydı. O zamanlar, bardağın hep boş tarafına bakar dolu tarafı da olduğu aklıma bile gelmezdi. İşte bu ruh halinden dolayı iş verimliliğimde düşmüş, hayattan keyif alamaz olmuştum, halbuki eskiden hiç böyle değildim diye düşünürdüm. O gün iş yerine gittiğimde ise patronum tarafından hiç hoş karşılanmamıştım. Son zamanlarda işime hiç odaklanmadığımı bu yüzden de işlerimi eskisi kadar iyi yapamadığımı söyleyen patronum beni kovmuştu. Dünyanın başıma yıkıldığını zannediyor, işte şimdi her şey bitti diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Geldiğim gibi eve geri dönmüş bütün gün iş aramak şöyle dursun yerimden bile kalkmamıştım.
Sıcak bir yaz günündeydim koşuşturan çocuk sesleri eşliğinde güneş gözlerimi kamaştırırken etrafıma bakmaya çalışıyordum ailemle birlikte karşımızda duran koca gemiyi görünce çok şaşırdım Avrupa ülkelerini dolaşmakta olan bu gemiyle bir ay boyunca seyahat edeceğimizi duyunca çok mutlu olmuştum. Gemide geçirdiğimiz bir hafta sonunda ülkeler, sahil kasabaları, turistik kentler gezmiş eğlenceli aktiviteler yapmaya zaman bulmuştum ve şimdiye kadar geçirdiğim en güzel bir hafta olduğunu düşünüyordum fakat geçen yedi günün aksine kapalı bir havaya uyanmıştık o gün, gemide geçirdiğimiz diğer günler gibi değildi bunu hissedebiliyordum akşama doğru ise kapalı hava yerini yağmur ve fırtınaya bırakmıştı. Yağmur damlalarının pencereye çizdiği şekilleri izlerken bu fırtınada devasa okyanusun ortasına kalmış olmanın gerginliğiyle sağa sola yürüyordum ve kaptanın gür sesiyle irkildim :“Bayanlar ve Baylar öncelikle sakin olmanızı belirtmek isterim lakin çıkan bu olağan dışı fırtına yüzünden şu an da iletişim sistemlerimiz çalışmamakta yani yerimizi belirtemiyoruz bu yüzden hepinizin acil toplanma salonuna gelmesini arz ederim” işte şimdi gerilmekte haksız olmadığımı anlamıştım. Toplanma salonuna giderken güçlü bir sarsıntıyla yere savrulmuştuk işte şimdi korktuğumun başımıza geldiğini anlamıştım gemi alabora oluyordu !işte tam o sırada kaptan yeni bir anons daha yaparak görevlilerin dağıttığı can simitlerini takmamızı ve sakin kalmaya çalışmamızı söyledi.
Ne olduğunu anlayamadan okyanusun soğuk sularına gömülmüştük. İşte oradan sonrası çok bulanık ama ailemle birlikte kalmaya çalıştığımızı ve bir bot aradığımızı hatırlıyorum. Saatlerce okyanusta sürüklendikten sonra ise mucizevi bir şekilde bir ada görmüştük yüzerek adaya gittik ve işte o zaman başıma bunların geleceğini bilseydim “Issız bir adaya düştüğünüzde yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu ?”diye sorulduğunda uzun uzun düşünürdüm diye aklımdan geçirdim Nereden bilebilirdim ki … Ve işte o zaman alarmımın sesiyle irkilerek saat 7’de uyandım, bütün bu yaşadıklarımın rüya olduğuna anlam veremedim ama bu rüyayı da hiçbir zaman unutmadım çünkü başıma gelecekleri bilemeyeceğimi ama önlem alabileceğimi anlamıştım.