Aralığın 15’i. Soğuk ve karlı havada yılda bir kez düzenlenen ünlü çocuk ve yetişkin yazarların toplandığı fuara gitmek için can atıyordum.
Annem beni götüreceğine söz vermişti, babam ise biraz bu durumu onaylıyor gibi değildi. Çünkü babam fazla kitap okumazdı. Annem okuduğu kitabı yanına almış ve o kitabı imzalatacağı için istekliydi. Anneme hangi kitabı imzalatacağını sorduğumda Zülfü Livaneli’nin “Kardeşimin Hikayesi” adlı kitabı imzalatacağını söyledi. O da bana, “Sen hangi kitabını getirdin?” dedi. Ben sevdiğim bir kitabı getirmiştim. Getirdiğim kitap Mavisel Yener’in “Öğretmen Neden Çıldırdı?” kitabıydı. Bu kitabı bize okuldan vermişlerdi ve kitabı çok sevmiştim. Kitap fuarı saat 5:30’da başlıyordu. Ben hemen içeri girdim sonrasında annem kendi kitabını imzalattı. Ben Mavisel Yener’in masasını ararken görevliyi gördüm ve ona sordum ama sorduğuma pişman oldum çünkü Mavisel Yener’in masasının saati bitmişti. Çok üzülmüştüm. Sonra bir mucize oldu. Bir el usulca omzuma dokundu. Arkamı döndüğümde bir de kimi göreyim? Mavisel Yener! Annemler kapıda Mavisel Yener’i görmüşler ve benim kitabımı getirdiğimi söylemişler. Kitabımı imzalayıp kendine iyi bak dedi ve arkasını dönüp arabasına bindi.
Her zaman bu anımı herkese anlatırım. Bu anımı çok seviyorum ve her anlattığımda kendimi çok iyi hissediyorum. Peki, siz benim hikayemi okuduğunuzda nasıl hissettiniz?