Çok sevilmez aslında buralar. Kurudur nem yoktur. İnsanı çok da sevecen değildir (en azından bu aralar). Buranın da vardır ama çok hayranı. Gezilecek önemli yerleri de vardır aslında çok da değildir ama vardır gayet. Özellikle bir yer vardır ki görmeden ölünmez başında bir kere ağlamadan Türk olunmaz.
Siz tahmin etmişsinizdir zaten şimdiden nereden bahsettiğimi ama ben yine de isim vermeyip sizin zihninizi zorlayacağım.
Çok işlek yaşam dolu sokakları vardır benim şehrimin. Kaan Boşnak’ın söylediği gibi bir haftada doyamazsınız bu şehire. Sanmayın ki deniz olmayan yerde vakit geçer mi. Öyle bir geçer zaman ki farkında bile olmazsınız siz de özlersiniz aslında benim şehrimi. Şimdi diyorsunuzdur ‘nerden senin şejrin oluyo kardeşim’ haddizatında haklısınız burası benim şehrim değil. Buraya benim şehrim demek çok saçma olurdu gerçekten çünkü burası benim evim.
Ben bu şehirde bir devlet hastanesinde dünyaya geldim. Buranın en eski yerlerinden biri olan Keçiören’de 10 sene yaşadım. Keçiören bana her zaman çok itici, gelişmemiş bir yer olarak gelirdi. Gelişmemiş olması değişmedi fakat artık itici gelmiyo. Çocukluğumu geçirdiğim bu ilçe aslında bana hayatın gerçekte ne kadar zor olduğunu gösteriyo orayı her düşündüğümde. Aslında insanların imkansızlıklarına itici demek ayıp geliyor artık bana.
Bu uğruna savaşılacak şehir dışardan bakıldığında gerçekten insanlarıyla yapılarıyla ve geri kalan kültürel her şey yüzünden gerçekten yaşanmaz bir şehir olarak gözüküyor. Ben de sıkılıyorum bazen buradan gidip bir daha gelmeyesim geliyo fakat tatil sonraları bile evime döndüğümde ne kadar özlediğimi farkediyorum. Bir arkadaşımla dışarı çıktığımzda ben şimdiye kadar bir kere bile ne yapcaz ki dediğimizi hatırlamıyorum. Evet kenarında yürüyüş yapabileceğimiz bi denizimiz yok belki ama bizim de arkadaşlarımızla sabahlara kadar vakit geçirebileceğimiz Bahçelievler’imiz var.
Daha once bahsettiğim insanların imkansızlıkları konusuna gelince. Burada bazı insanlar eğitim seviyeleri yüzünden ahlak, farkındalık gibi konularda eksik olabiliyor ve bunu kesinlikle bir hata ya da kusur olarak görmemeliyiz. Ne var ki ülkemizin hatta Dünya’nın her yerinde var böyle insanlar. Ayrıca Ankara’dan çıkmış önemli insanların sayısı da epey fazla. Önemli insan demişken oyuncular şarkıcılardan bahsetmiyorum tabii ki. Onlar da epey fazla fakat benim söz ettiklerim bilim insanları. Üstelik Ankara’da iyi eğitim görülecek üniversiteler de epey fazla bu üniversşteletin başında da ODTÜ ve Hacettepe geliyor.
Biraz da Ankara’da görülmesi gereken yerlerden bahsedelim. Aslında bu liste Anıtkabir ile başlıyor ve Atam’ın mezarı için en az bir gün harcanmalı. 2. sırada bana gore Beypazarı geliyor. Ondan sonra ise Ankara’nın önemli müzeleri tabii ki de. Mesela; Etnografya Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi bu liste çok uzar gider.
Özet olarak Ankara benim için gerçekten çok önemli ve bu şehrin insanlara dışardan eski ve gelişmemiş gözükmesine üzülüyorum. Ayrıca insanlarımız da çok şefkatlidirler tıpkı ülkenin her bölgesindeki gibi.