Yatağımdan ani bir hareketle doğruldum.Bir kabusun etkisindeydim.Yüzümden damlayan ter damlalarını baş ucumda bulunan mendil yardımı ile sildim ve kaldığım yerden uykuma devam etmek için tekrar yattım.Fakat çok zaman geçmeden aynı durum yineledi.Yatağımdan kalktım ve odamdaki pencerenin perdesini araladığımda gördüğüm manzara beni şaşkına çevirdi.
Kıpkırmızı bir gökyüzü ve kargaşa içinde dolanan insanlar… Hemen üstümde bulunan geceliğimi çıkartıp kıyafetlerimi üzerime geçirdim olayları yakından incelemek için aşağıya indim.İnsanlara neler olduğunu sorduğumda şehir merkezinde bir kargaşa olduğunu,aniden birkaç binanın yıkıldığını ardından ise kulak zarını delecek kadar silah sesleri duyulduğunu öğrendim.Çok geçmeden bir patlama sesi duydum.Kafamı şehir merkezine doğru çevirdiğimde bir gökdelenin ağır şekilde düştüğünü gördüm.Hemen evime tekrar döndüm ve kendimi korumaya aldım.Evimin camlarını destekledim,kapılarımı kitledim ve önlerine birer dayanak koydum.
Tedirgin bir bekleyiş ile televizyonu izliyordum.Haberlerde son dakika olarak ülkemize karşı bir saldırının başladığını ve bu saldırının merkezinin bizim kasabamıza yakın bir şehirde olduğunu öğrendim.Bu saldırganlar yanlarında rehine bulundurarak ellerinde olan kozu güçlendirip ülkenin liderlerine ve güvenlik güçlerine zor durumda bırakacak şekilde hareket ediyorlarmış.Bu bilgiyi öğrendiğim an çok yüksek bir ses duydum ve etraf bembeyaz oldu.
Kendime geldiğim zaman bir kamyonun arkasında kasabamda yaşayan başka insanları gördüm.Sanırım haberlerde gördüğüm saldırganların kozlarından birisi de ben olmuştum.Zorlu bir sürecin beni beklediğinin farkındaydım.Etrafımda bulunan insanlardan yardım isteyemezdim çünkü onların durumları da benim durumumdan farksızdı.Kurtuluşumuzun tek yolu güvenlik ekiplerinin bizi kurtarması gibi duruyordu.Çok geçmeden içinde bulunduğumuz kamyon durdu ve kamyonun kapısı açıldı.Dört tane değişik desene sahip maskeli insan kapıyı açtı.Cinsiyetlerini anlamak zordu çünkü her tarafları sarılıydı ve kırmızı gök yüzü yerini karanlığa bırakmıştı.Ormanlık bir alanda çok geniş ve neredeyse lüks denilebilecek iki katlı bir ev vardı.Saldırganların komutları ile yavaş yavaş eve doğru ilerledik.İçeri girdik ve yanımda bulunan insanlar ile konuşmaya başladım.
Herkes çok tedirgindi ve bundan normal bir şey olamazdı.Evin içinde bize yardımı dokunabilecek eşyaları aradım.Evin bodrumunda bir adet balta ve bir şarjörü bulunan bir tabanca buldum.Bundan sonraki aşamada kendime bir yancı bulmam gerekiyordu.Elimde olan balta ve tabanca ile yukarı doğru çıkarken eve giriş kapısının açıldığını duydum.Bizi kaçıranlar konuşma yapıyorlardı.Bizlere durumu anlatıyor.istediklerinin yerine getirildiği anda bizleri serbest bırakacaklarını söylüyorlar ve endişe etmememiz gerektiğini dile getiriyorlardı.Sessiz adımlar ile üst kata çıktım.Neyse ki beni kimse fark etmedi.Üst katta bir telefon buldum.Bu bugün beni sevindiren tek şey olabilirdi.Telefonun konum servisini kullanarak güvenlik güçlerinden yardım istedim.Ardından beni yapacağım tek şey saklanıp beklemekti fakat ben öyle yapmadım.
Elimde olan silah ve balta ile aşağı indim önce arkadan bir kişiye balta darbesi vurdum ardından hedef almaksızın tetiğe bastım.Ne yazık ki işler beklediğim gibi gitmedi.Göğüsümden 3 tane mermi yarası aldım.Bir anda yere yıkıldım.Sonra bir mucize oldu.Bir el usulca omzuma dokundu.Bu çağırdığım güvenlik güçleriydi.
Acele bir şekilde hastaneye yola koyulduk fakat hastane yolunda kalbim durmuş.Sonra yapılan müdahaleler sayesinde tekrardan atmaya başlamış.Doktor kol ve bacaklarımda ilk adımda aksamalar olabileceğini fakat fizik tedavi yardımı ile eski halime yeniden dönebileceğimi söyledi.Bu şekilde saldırganlar yakalanmış oldu.Şehir başkanlığı tarafından şahsıma onur madalyası verildi.