Her zamanki gibi mükemmel bir İstanbul sabahına uyandım. Ne kadar okula gitmek istemesem de annemin zoruyla uyandım ve hazırlanmaya başladım. Biraz servise geç kalsam da okula sonunda gidebilmiştim . Geldiğimde sınıftaki herkes çok heyecanlı ve mutluydu. Nedenini sorduğumda Amerika’ya olan bir gezimiz olduğunu öğrendim ve çok heyecanlandım. Çünkü arkadaşlarımla vakit geçirip onlarla 3 gün kalmak hem çok güzel hem de çok eğlenceli olacaktı. Eve döndüğümde ailemle konuşup onları ikna edebilmiştim. Daha gitmemize bir hafta olmasına rağmen eksikliklerimi tamamlamaya başlayıp valizimi hazırlamıştım bile. Amerika’ya uçakla gideceğimiz için hafta sonu babamla uçak biletimi aldık . Pazartesi günü gideceğimiz için erkenden yattım, sabah olduğunda babam beni havalimanına bırakıp gitti .
Uçağımız yarım saat sonra kalktığı için apar topar valizlerimizi aldık ve uçağımıza doğru gittik. İlk yarım saat her şey çok güzel giderken uçak bir anda sallanmaya başladı , yaklaşık 20 dakika sonra uçağımız düştü . Hızlı bir şekilde uçaktan inmeye çalışırken denizin ortasında olduğumuzu fark ettim ve bir tane can yeleği alarak en yakın karaya yüzdüm. Geldiğim yer ıssız bir adaya benziyordu. Arkamdan birkaç arkadaşımın geldiğini görünce içim rahatladı ve hemen karaya çıktım. İlk çare olarak telefonuma baktım ve tabii ki çekmiyordu. Arkadaşlarımla birlikte yiyecek bir şeyler aramaya çıktık ama 2 tane Hindistan cevizinden başka bir şey bulamadık. Hava gittikçe kararırken başıma bunların geleceğini bilseydim ‘Issız bir adaya düştüğünüzde yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu?’ diye sorulduğunda uzun uzun düşünürdüm . Nereden bilebilirdim? Her zaman filmlerde veya dizilerde görüyordum ama başıma geleceğini hiç zannetmezdim . Bu düşünceleri bir kenara bırakıp ateş yakmaya koyulduk uzun bir süreden sonra yakmayı başarmıştık. Ateşin o tatlı cızırtısı uykumu getirirken istemsizce gözlerim kapandı ve derin bir uykuya daldım.
Sabah tartışma sesleriyle uyandım , bizimle birlikte gelen birkaç arkadaşımız yemek yüzünden kavga ediyorlardı. Adada çok fazla yiyecek bulamadığımız için çok zor geçiniyorduk ve kavga çıkması çok normaldi . Ortalık sakinleştikten sonra hem adayı keşfetmek hem de yiyecek aramak için dolaşmaya karar verdik. Şaşırtıcı bir şekilde bugün yemek bulabilmiştik bu yüzden herkesin yüzü gülüyordu. Aniden bir ses duyduk ve sesin çıktığı yere doğru yöneldik. Biraz ilerledikten sonra bizim gibi genç çocuklar gördük , bu bizi çok sevindirmişti . Belki de onlarla birlikte bir kaçış yolu bulabilirdik. Tanışıp konuştuktan sonra onların 1 aydır burada olduklarını ve benzer bir durumla buraya düştüklerini öğrendik. Onlarla birlikte kalmaya karar verdik , hem yiyecekleri daha fazlaydı hem de adayı az çok biliyorlardı. Onlarla bir kaç ay geçirdikten sonra adadan ayrılmaya karar vermiştik. Hem bu süre içinde bir sürü malzeme toplamıştık hem de bir tekne veya uçak bulabilmeyi umuyorduk. Çünkü ne kadar az gözükse de karşı da bir ada vardı ve orda yardım bulabilmeyi umuyorduk. Birkaç hafta botu yapmak ve erzak toplamak için uğraştıktan sonra adadan ayrıldık. Bakalım bizi bundan sonra nasıl maceralar bekliyordu ?