”Hayatınız boyunca hiç unutmamayı mı tercih ederdiniz yoksa hiç yolrulmamayı mı?” aslında bu çok zor bi soru ve bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişir ve bu paragrafımda bundan bahsediceğim.
Bana göre untmamız da gerekiyor, yorulmamız da ama öncelikle unutmaktan başlarsak unutmalıyız,unutmak zorundayız çünkü unuttukça yeni bilgiler edinebilir ve belki unutulacak belki asla unutulmayacak yeni anılar yaşayabiliriz. Unutmak herkesin ihtiyaçı olan bir şey çünkü unutunca hayatımıza devam edebilriz unutunca herşeye en baştan başlayabiliriz bu yüzden unutmalıyız çünkü her insan hata yapar ve bu hataları asla unutmazsak hayatımıza devam edemeyiz bizim peşimizi bırakmazlar bu yüzden yeri geldiğinde unutmalıyız aynı Christina Rosseti’nin dediği gibi ”hatırlayıp da üzülcüğüne , unut da yüzün gülsün” ama bir diğer yandan hatırlamak o anıyı hayatının sonuna kadar seninle taşımaktır ve hayatın güzel anılarınla doluysa hatırlamak istersin işte bu yüzden yeri geldiğinde unutup yeri geldiğinde hatırlamalıyız.
Şimdi ise asla yorulmamaktan bahsedeceğim. Bence yorulmak bize ara vermek, dinlenmek açısından iyi bir fırsat insan yorulduktan sonra dinlenirken ne yaptığını ve ne yapacağını düşünür işte bu yüzden yorulup sonra bir mola verip işimize devam ettiğimzde daha başarılı oluruz örneğin: oyuncuların dinlenip,kendilerini toparlamaları ve daha iyi oynamaları için futbol ve basketbol gibi oyunlarda ara verilir. Hem de yorulmaksızın çalışmak bir süre sonra insanı sıkabilir ve bu yüzden yorulmakta gerekir bence
Bu yüzden bana göre yorulmamakta unutmamakta kötü şeyler ama unutmamak insanın psikolojisini bozabilir bu yüzden asla yorulamamak bence daha mantıklıdır.
Unutmamak ve Yorulmamak
(Visited 207 times, 1 visits today)