İnsanoğlu var olduğundan beri sahip olduklarının değerini ancak kaybettiği zaman anlamıştır. Bu kaybettiğini anladıkları şeylerin başında da sağlık gelir. Birçok insan gördüm annesine babasına saygısızlık yapıp onlara bağıran ve onları üzen ama onları kaybettiği zaman da bir o kadar da ağlayan ve pişman olan. Bunun gibi daha bir çok örnek verilebilir. Mesela sağlık, insan sağlığını kaybetmeden asla kıymetini bilmez ama bir iğne batsa canı orda atar. Ayrıca çoğu kişi o değer verdiğini anlamadığı şeyi kaybettikten sonra şükretmeye başlıyor.
Kaybedene kadar değerli olduğunu anlamadığımız kavramlar maddi ve manevi olabilir. Maddi kavramlar olarak ayağına giydiğini ayakkabının değerini çıplak ayakla karda yürüyünce anlar. Aynı şekilde manevi şeyler içinde böyledir. Örneğin aile, eş, dost. Onlarında kıymetini maalesef artık sahip olamayıncaya kadar anlayamıyoruz. Bir de işin neye sahip değilsek onu isteme kısmı var tabii ki. En basit örnek olarak düz saçlıysak kıvırcık saç isteriz ama eğer kıvırcık saçlıysak da düz saç isteriz bu da aslında yine elimizdekilerin kıymetini bilmemekle ilgilidir. Herkes kendinde olmayanı ister. Bu dediğimi de ‘’Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.’’ atasözü ile destekleyebiliriz aslında. Çoğu kişi sende var bende yok psikolojisi ile yaşar hayatını. Ve herkes kendine olmayanı arzular onu elde etme çabasına girer. Her şeye aynı anda sahip olamaz ki insan zaten. Yaz gelince kışı özler, kış gelince yazı özler insan. Ancak ikisine de sahip olmak imkansızdır, bazı şeyler yokken daha güzeldir. Günlük hayattan örnek vermek gerekirse maske takmaktan bahsedebiliriz. Resmen o kadar sıradan olan nefes almanın bile değerini fark edememişiz meğer. Hatta çoğu okulundan hiç haz etmeyen öğrencilerin bile okula hasret kalır olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Araştırmalarıma göre bu konuda bir sürü yazı yazan düşünür var ve bu yazıların ortak fikri herkesin bir başkasının hayatına sahip olmayı istemesi. Oysa ki elimizdekileri, sahip olduklarımızın değerini kaybetmeden önce anlayabilsek her şey daha kolay ve güzel olabilir aslında.
Yani tüm olay sahip olduklarımızla mutlu olmak çünkü bizim elimizde ait olmayanları istemek kendimizi üzmekten başka işe yaramaz ve en azından bazı şeylerin kıymetini kaybetmeden önce anlamamız gerekiyor çünkü sonra bedelleri daha ağır olabiliyor. Değiştirmemizin mümkün olmadığı şeyleri istemek zaten zamanımızı boşa harcamaktan çoğu zaman başka bir işe yaramaz. Sonuç olarak tüm dediklerimi ‘’ Bir şeyin kıymeti, o şeyin yokluğunun çokluğu ile artar. Ne azsa o kıymetlidir, ne uzaksa onu arar insan.’’ sözü çok açık ve net bir şekilde özetliyor.