Hayallere Eklenen Yolcu

 Gökyüzünden odama doğru süzülen güneş ışınlarıyla gözlerimi araladım. Saatin kaç olduğuna bakmak için doğrulduğum yatağıma gördüğüm rakamlardan memnun olmayarak tekrar gömüldüm. Güzel bir gün olabilecekken bunu yine mahvettmiştim. Yeni hayatıma başlamak için oldukça geç kalmıştım.Kaçırdığım telafi sınavını düşünmemeye çalışarak uykuma geri döndüm.

Uyandığımda yine saatle başım dertteydi. Liseden arkadaşıma verdiğim yemek sözüne kalan zamanım sadece on beş dakikaydı. Gerçi artık hepsi benim bu geç kalmalarıma alışmışlardı.Hızlıca hazırlanmaya çalışırken aklımda dönüp duran tilkiler işimi fazlasıyla zorlaştırıyorlardı. İkinci kez kaçırdığım bu sınavla beraber resmi olarak bu sene okuldan kalmıştım. Yaşamak istediğim hayat bu değildi. Hak ettiğim hayat da bu değildi ama mecburdum. Yıllarca yurt dışında okumak için her şeyi yapmıştım ama sonuç olarak buradaydım. İsviçre’deki kabul aldığım üniversite için gerekli olan her şey tamamdı, ta ki kansere yakalanana kadar. Şanslı bir kadındım atlatmam bir yılımı almıştı ama atlatmıştım o illeti. Şimdi sağlıklı ama mutsuzdum. Tüm hayallerim o bir sene içerisinde çöpe gitmişti. İsviçre ve burs yalan olmuştu.  İşte bu sınav benim hayallerimin gerçekleşmesi için son şansımdı. 

 

Kafamı biraz da olsa toparlamaya çalışarak evden çıktım. Belli ki bunu çokta becerememişim. Bunu bana açıklayan çıplak kollarımı ve vurdumduymazca esen rüzgarı aldırmamaya çalışarak arkadaşımın yanına gittim. Karşılaştığım manzara beklediğimden birazcık farklıydı. Arkadaşımın yanında tanımadığım birisi oturuyordu.Yanlarına vardığımda arkadaşım direkt olarak bizi tanıştırdı. Adının Deniz olduğunu öğrendiğim çocuk tatlı birine benziyordu ve arkadaşımın kuzeniydi. Tüm gece masayı şenlendiren hareketleriyle Deniz’i sevmiştim. Beni üzen tüm düşüncelerden onun sayesinde gece boyunca kurtulmuştum ve bu beni çok mutlu etmişti. Eve döndüğümde hala aklım ondaydı. Kendimi evden çıktığım zamana göre kat kat daha iyi hissediyordum ve bir şeylerin eninde sonunda yola girmesi gerektiğini düşünmeye başlamıştım. Özür dilerim hayat ama bana bu yaşattıklarından sonra bir şans daha borcun var.

Sonraki gün bir süre düşündükten sonra kaybedecek zamanım olmadığına karar verdim ve Deniz’i aradım. Bana verdiği güzel enerji sayesinde artık içimde küçük umut tohumları yeşermişti. Böyle bir enerjiye, böyle bir insana hayatımda çok ihtiyacım vardı. O gün beni çağırdığı eski temalı, çok tatlı küçük bir kafede buluştuk. Bu buluşma son buluşmamız olmadı. Her günümüz beraber geçmeye, bir düzineyi aşan fotoğrafımız olmaya ve tonlarca anımız olmaya başladı. Bu çok güzeldi. Bu çok özeldi. Deniz’i gerçekten seviyordum. Çok kısa bir zamanda hayatımın önemli bir noktasına yerleşmişti ve hayatımdan çıkmasını hiç istemiyordum. Hayallerime olan bağım onunla beraber daha da güçlenmişti. Artık önemli olan şey o kaçırdığım telafi sınavı değildi, o şansı tekrar elde edebilecek olma ihtimalimdi.

Yeniden bir şans elde edebilmek için sınırlarımı zorladım. Çabaladım, gece gündüz hiç durmadan çabaladım ve bu Deniz sayesindeydi. Ona hayallerimi gerçekleştirmek için çok çabaladığımı hiç söylemedim çünkü başardığımı ,sadece başardığımı, göstermek istedim. Nitekim başardım. Çabalarım sonuç vermişti ve artık hayallerimin peşinden İsviçre’ye gitmem için hiçbir engel kalmamıştı. Hemen yarına iki uçak bileti aldım ve Deniz’i çağırdım. Telefonlarıma cevap vermedi. Nasıl olsa akşam eve gelecek diye düşünürken eve de gelmedi o gün boyunca.Benim için çok zordu ama gitmek zorundaydım. Deniz’e haber verememiş olmak,

aslında onunla beraber gitmeyi planlamış olduğumu bilemiyor oluşu çok can yakıcıydı. Bir mektup yazdım, her şeyi açıkladım. Mektubu ve onun için aldığım uçak biletini masanın üzerine Deniz’in bunları acilen görmesini umarak bıraktıktan sonra evden çıktım. Bekledim, onu hava alanında saatlerce bekledim. Sürekli aradım, onu yanımda istedim ama ulaşamadım. Uçaktan indiğimde ondan gelen mesajın “Özür dilerim bana ulaşamadın, ama şimdi senin yanına geliyorum.” olmasını çok isterdim fakat aldığım mesaj “Üzgünüm, hayatından çıkıyorum.” oldu.

İsviçre’ye geldiğim zamanın üzerinden iki yıl geçti. Hayallerimin peşinden buraya geldim evet ama hiç mutlu olamadım. İki yıl öncesini hep özledim. İnsanları özledim, Ülkemi özledim, En önemlisi Deniz’i özledim. Sanırım bir şeyin kıymeti, o şeyin yokluğunun çokluğu ile artıyormuş. Ne azsa o kıymetliymiş, ne uzaksa onu ararmış insan.

(Visited 35 times, 1 visits today)