Büyük ve şık olan evimizi satmak için emlakçılarla konuşan babamdan duyduğum ilk cümle “Acilen paraya ihtiyacımız var!”. Annemin kanser hastalığına yakalandığını bu cümleden çıkarabilmiştim. Evimizi satıp annemin hastane masraflarını ödeyecektik.
Evimizin modern, büyük ve şık olmasından dolayı birçok kişi evi almak istiyordu oysaki başka evimiz yoktu. Bu eve ben 5 yaşındayken geçmiştik bu yüzden de burada sayılamayacak kadar hatıram var. Ama annemin tedavisi için gerekli olan parayı bu evi satarak alabileceğimizi biliyordum. Emlakçılarla konuşmasını bitiren babam fiyat hakkında bize bir şey söylememeyi tercih etti. Odasına gidip evimizi almak isteyen genç çiftle konuşmaya başladı. Bende o sırada kapıya kulağımı dayamış onların konuşmalarını dinliyordum. Konuşma biterken babamın “1.225.000’e anlaştık.” Dediğini duydum. Bu baya fazla bir paraydı.
Ertesi gün kapı çaldı ve babamın dün konuştuğu çift eve bakmak için içeri girdi. Evi beğenen çift evi almakta kesinleşti. Babamın biraz da olsun içi rahatlamıştı çünkü uzun zamandır burada olduğumuz evi iyi insanlara satıyorduk ama hala aklında annem vardı. Çifte teşekkür edip bavullarımızı almamızı istedi. Hemen içeriye koşup bavullarımı aldım ve kapıya geldim. Babam bizi de alarak arabayla bankaya gitti. Parasının yattığını gören babam hemen paraları çekerek annemin yattığı hastaneye doğru arabayı sürdü. Hemen hastane masraflarını ödedikten sonra kalmamız için ev araştırmaya gitti.
Annemi çok özlemiştim. Hem korkuyordum hem de iyileşeceğine inanıyordum. Nasılsın diye sordu. İyiyim asıl sen nasılsın dedim. İyiyim diye geçiştirdi. Çok da iyi olmadığı yüzünden anlaşılıyordu. Babanız parayı nereden buldu diye sordu. Evi sattığımızı söylersem çok üzüleceğini bildiğim için bilmiyorum dedim. Biraz sohbet ettikten sonra babam içeri girdi. Benle biraz konuşması gerektiğini söyledi ve dışarı çıktık. “Evi sattığımızı annene söyleme tamam mı?” dedi. “Yok, söylemedim. Parayı nereden bulduğunu sordu ben de bilmiyorum dedim.” Dedim. Aferin dedi. “Lise arkadaşlarımdan biri evini satmak için güvenebileceği biri arıyormuş.” Dedi. “Sana güveniyorum kızım annenle ev ile ilgili konuları konuşma!” dedi. Ben de söz verdikten sonra eve bakmaya gideceğini söyledi. Babam eve bakmaya gitti. Ben de hastaneye doğru yürümeye başladım. Hava karanlık olduğundan sadece trafik ışıklarını görebiliyordum. Trafik çok yoğundu, arabaların arasından geçmeye çalışırken az kalsın hayatımı kaybediyordum. Bir adam iyi miyim diye bana yaklaştı. “Az kalsın araba çarpıyordu iyi misin?”. “İnanamıyorum, gerçekten ucuz kurtulmuşum!” dedim ve hastaneye girdim.
O gece yatacak yerimiz olmadığından küçük ama bize yetecek bir pansiyona yerleştik. Babam evin güzel bir aile evi olduğunu söyledi ama benim kafamda hala eski evimiz vardı. Bu evinde yeni bir başlangıç olacağını biliyordum ve bu temiz sayfayı güzel ve ailecek mutlu geçirmemizi istiyordum. Annemin tedavisinin başlayacağını öğrenince hemen arabaya binip gitti. Geldiğinde yüzü gülüyordu. Ne olduğunu sordum. Anneniz 1 aya iyileşecek dedi. Çok mutlu olmuştum. Yerimde duramıyordum. Hemen babama sarıldım. O gün çok mutluydum.
Bir ay sonra annem taburcu oldu. Hep beraber arabaya binip yeni evimize doğru yola koyulduk. Annem evin yolunu unutmamıştı. “Burası bizim eve gitmiyor.” Dedi. Babam bir an donup kaldı. “Biz evi sattık.” dedi. Annem üzüldü. Babam: “Yeni bir ev bulduk, temiz bir sayfa açalım.” Dedi. Annem üzgünü ama ev bulduğumuza da sevinmişti.
Artık yeni evimize yerleşmiştik ve temiz bir sayfa açmıştık. Yeni bir köpek almıştık. Her şey çok güzel gidiyordu. Annem artık sağlıklı bir insan olmuştu. Ailecek yeni evimizde mutlu günler geçiriyorduk.