Unutmak kimi insanı mutlu eden kimi insanı umutsuzluğa sürükleyip hüzünlendiren bir eylem. Yorulmak ise herhangi bir sebepten dolayı bitkin duruma düşmek ve bundan dolayı bazı eylemleri yerine getirememek.Peki siz hayatınız boyunca hiç unutmamayı mı yoksa yorulmamayı mı tercih ederdiniz? Aslına bakarsak başta biraz düşündürecek bir soru olsa da derinlere inildikçe yanıt rahatlıkla seçebilir.
Bana kalırsa ben yorulmamayı tercih ederim. Yaşamın getirdiği gereksinimler doğrultusunda unutmak son derecede önem taşır. Farklı bir deyişle unutmak beynin sağlıklı olan işlevleri arasında yer alıyor. Yaşadığımız veya bizi olumsuz etkileyecek bir olay için günlerce düşünmek bizi kötü etkiler. Bu yüzden bazı şeyleri unutmakta fayda var. Unutmak ihtiyaç duymadığımız veya kötü anıları boşa çıkararak yeni durumlara uyum sağlamamıza yardımcı oluyor. Araştırma ekibinde yer alan bilim adamlarından biri olan Blake Richards, “Beynin alâkasız ayrıntıları unutması ve bunun yerine gerçek dünyada kararlar almasına yardımcı olacak şeylere odaklanması önemlidir” diye açıklıyor. Hiçbir şeyi unutamadığımız düşünülürse beynimiz yığınla bilgi depolar ve bu beynimizi fazlasıyla yorar. Oysa ki gereksiz düşünceleri zihnimizde barındırmak yerine gereken şeylere daha fazla yer ayırırsak, bu bize birçok açıdan katkı sağlar. Farklı bir deyişle yaşadığımız dönemde bilgiye kolayca ulaşılabildiği için her çeşit bilgiyi aklımızda tutma gereksinimi olmadığını düşünüyorum. Richards, “Dünyada dolaşmaya çalışıyorsanız ve beyniniz sürekli çelişki hâlindeki birden fazla anıyı ortaya çıkarıyorsa, bu sizin daha bilinçli bir karar vermenizi zorlaştırır,” diyor. Hiçbir şeyi unutmamanın dezavantajları yalnızca bunlarla kısıtlı değil. İnsan ilişkilerini de kötü etkileyebilir. Örneğin çevrenizdekilerle tartıştınız ve birbirinize karşı söylememeniz gereken, ağır sözler söylediniz . Eğer bunları unutmazsanız bu sizin aranızı düzeltmez, aksine daha da bozabilir. Yorulmak kavramına gelecek olursak, çeşitli nedenlerden dolayı yoruluruz ve yorulmayı zihinsel ve bedensel olarak iki başlıkta inceleyebiliriz. Örneğin; stres, metabolik hastalıklar, zihnimizi karıştıran düşünceler ve benzeri etkenler yorulmanın nedenleri arasındadır. Yorgunluk bazı işlerimizi ertelememize neden olur. Örneğin elimiz yorulunca yazı yazmakta, gözümüz yorulunca okumakta, ayağımız yorulunca yürümekte, beynimiz yorulunca düşünmekte zorluk çekeriz ve bu bizim eylemlerimizi kısıtlar. Bazen yorulmasakta yorulmayı bahane halinde kullanırız ve bu tembelliğe yol açar. Zihinsel yorgunlukta unutamadığımız, gereksiz bilgileri tekrar tekrar anımsarız ve zihnimizi kontrol edemeyebiliriz. Kendimden örnek verecek olursam yorulunca yaptığım şeylerden birisi de uyumak. Uyumak vücudumuz için faydalı olsa da günümün üçte birini uyumak için harcıyorum ve doğal olarak kendime ayıracak vaktim azalmış oluyor. Ama eğer gün içerisinde yorulmazsam uykum gelmez ve uyuyacağım vakitleri daha farklı aktivitelerle geçirme fırsatına sahip olurum. Günümüzün her dakikası paha biçilmez olduğu için zamanımızı iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bazen günlerin daha uzun olmasını isterim ve bu isteğim böylece gerçekleşmiş olur.
Kısacası dünyadan ve insanlardan ilişkinizi koparmayacak şekilde unutmak beyin için daha sağlıklı olduğundan dolayı insan hayatının olmazsa olmazlarındandır. Ama yorulmak için aynı şey söylenemez, aksine gerek duyulmayan bir eylem olduğu söylenebilir.