Kara Reaktör

Bu iş çıkışında normalden çok da farklı şeyler yoktu. Tabii yok olmuş bir gezegen ve birçok türün yok olması dışında. Her şeyin başladığı o zamana gidelim. Saat 16.52.Cuma. İsviçre. Daniel için çokta farkı yoktu bugünün. Kahvesinin iki şekerli gelmesi ve iş yerinden 8 dakika önce çıkması çok da önemli değildi. İş yerinin eski mutfak personeli işinde iyi olmasına rağmen ağzından kaçırdığı birkaç şey onun işinden olmasına yetmişti. Yeni personelin şekersiz içen Danielin kahvesini iki şekerli getirmesi onu pek memnun etmedi. Sonuçta kendisi oldukça üst seviye bir bilim insanıydı. Atom çarpıştırıcılarıyla uğraşmak zorlayıcıydı. Oldukça. İş çıkışında kendisine şekersiz bir kahve aldı. Bisikletine binip evine gitmeye başladı. Yol sırasında yorulmuş olacak ki parkta oturma gereği duydu. İşte her şeyin başladığı o telefon konuşması o sırada gerçekleşti. Daniel telefonu açtı , normalde bilinmeyen numaraları açmazdı. Bu sefer içine bir şey doğdu ve telefonu açtı. “Merhabalar kimdiniz acaba?” diye telefonu açtı Daniel. Karşısındaki ses “Siz Daniel misiniz?” diye cevap verdi. Daniel ise “Adımı nereden biliyorsunuz?” dedi. Karşısındaki ses “Ah cidden sesimden çıkaramadın mı?” dedi. Daniel “Adını söyleyin yoksa ihbarda bulunmak zorunda kalacağım.” dedi. Karşısındaki ses “Aaron , üniversite arkadaşın. O zamanlar bu kadar ciddi değildin.” dedi. Daniel “Aaron neredeyse on yıl olmuş nasılsın?”. Aaron ise “Telefonu kapatıyorum evime gel , yüz yüze görüşmemiz gereken konular var. Konumu attım.” dedi ve kapattı. Daniel normalde onu geri arardı ama onun yerine bisikletini alıp konuma gitmeye başladı. Ve her şey tam olarak böyle başladı.

Daniel parktan gelmesi yaklaşık 15 dakika sürmüştü. Ev iki katlı bahçeli bir evdi. Bahçede bir Golden Retriever Daniel’i karşıladı. Ev kahverengi tonlarındaydı. Şık bir yapısı vardı. Daniel içinden bu adamın mesleği ne acaba diye düşündü. Kapıyı tıklattı. Kapının açılması yaklaşık 3 saniye sürdü. Daniel daha ağzını açamadan karşısındaki kişi “Evet Aaron, gel içeri.” dedi. Daniel bir süre adamı inceledi. Aaron’u en son gördüğünden beri çok şey değişmişti. Kendisinden utandı. Onunla on koca yıldır konuşmamıştı. Bunları kafasından çıkardı. Önemli olan şu an burada olmasıydı. Pek emin olmayan adımlarla içeri girdi. Hırkasını çıkardı ve tuvalete gitti. Aynaya baktı. Uzun zamandır kendisine gerekli bakımı yapmıyordu. Sakalları çıkmaya başlamış , yüzü kırışmıştı. Çok çalışıyordu. Geri salona indi. Salonda arkada bir bar olduğunu fark etti. İçinden “Bu adam zevk sahibiymiş” diye geçirdi. Daniel evli değildi. Yarın işi yoktu. Aaron’u dinlemeye hazırlandı. Aaron büyük kanepeye oturmuştu bile. Kanepe büyük bir televizyona bakıyordu. Daniel kanepenin çaprazındaki bir koltuğa oturmayı tercih etti. Aaron konuşmaya başladı. -“Evime hoş geldin.” -“Hoş buldum , uzun süredir görüşmemiştik değil mi.” -“Evet on yıl oldu , bak ne diyeceğim direk konuya geçiyorum.” -“Peki seni dinliyorum. Beni buraya çağırma nedenin neydi söyle bakalım.” dedi Daniel. Aaron masasından birkaç kağıt aldı. -“Bunlar ne biliyorsun değil mi?” -“Evet bunlar yeni inşa edilen reaktörün enerji planları değil mi?” Ama sen bunları nereden biliyorsun diyecekti ki Aaron onu kesti. -“Evet öyleler.” dedi Aaron. Masadan bir kağıt daha aldı. -“Peki bu ne biliyor musun?” Cevabın zaten hayır olduğunu biliyordu. -“Hayır.” -“Hiç reaktörler verdikleri zararı karşılıyor mu diye düşündün mü?” Bu kağıtta kendi planladığı bir enerji kaynağıyla alakalı bilgiler vardı. -“Senin mesleğin ne?” dedi Daniel. -“Önemi yok sadece incele.” diye bir cevap aldı. Kendi reaktör bilgisini kullanarak cevap verdi. -“Böyle bir şey mümkün değil.” dedi. -“Değildi , artık mümkün.” dedi. “Gelişmeleri pek takip etmiyorsun sanırım.” diye ekledi. O sırada Daniel kağıdı inceliyordu. İçinden bu adam çıldırmış diye düşündü. Bu cidden mümkün müydü? Olamazdı. Beş yıldır uğraşılıp mükemmelleştirilmiş bu reaktörün sekiz katı bir enerjiyi üretebilmek mümkün değildi. Mümkün olsa bile bu adam tarafından değil. Bu işlerin ne kadar zor olduğunu biliyordu. Peki böyle bir şeyi nasıl yapabilmişti. Devasa Reaktör, dünyanın gurur kaynağının 8 katı mı? Daniel nasıl diye sordu. Aaron -“Bunu duymaya hazır mısın?” dedi. Daniel iyice meraklanmıştı. Evet dedi. Aaron -“İçinde minik çaplı bir karadelik var dedi.” Daniel düşünmeye başladı. Buydu demek. Ona bunu nasıl söyleyebileceğini düşündü. Bir insana planının asla gerçekleşmeyeceğini söylemek zordur. Bir süre sonra hayır dedi. Aaron “Hayır mı , pek net bir cevap değil.” dedi. Daniel bir daha hayır dedi. Karadeliklerin gücünün ve kontrol edilmezliğinin farkında olduğunu varsayıyorum dedi. Hem bir karadeliği , yapay bir karadeliği nasıl yapmayı düşünüyordu. John Taylor’un şu sözünü düşündü. “Kara delikleri ciddi bir şekilde olası birer enerji kaynağı olarak incelememizin geçerli nedenleri vardır. İnsanlık yeryüzündeki kimyasal yakıtları hızla tüketmektedir. Beraberinde gitgide çoğalan gereksinmeler getiren korkunç nüfus artışını bile bilmezlikten gelerek, insan bir yüzyıldan daha kısa sürede yeryüzündeki fosil yakıtlarını tüketmiş olacaktır. Bunların yerini alabilecek çok etkin fisyon yakıtlarını ise, son derece zehirli radyoaktif artıklarla yerküreyi kirletmeden kullanamamaktadır.” Kara deliklerin enerji olarak kullanılma fikri vardı ama bu absürtlükten başka bir şey değildi. Öyle miydi? Cidden yapılabilir miydi? Böyle bir şey olamazdı. Denenemezdi bile. Konuşulmasına izin bile verilmemeliydi. Kara delik reaktörü bir asır sonranın teknolojisiydi. Yapılabilme ihtimali olan bir şey değildi. Daha kara deliğin ne olduğu bilinmiyordu. Daniel aklındakileri söylemek için kelime aradı. En son Aaron’a -“Sen ciddi misin?” dedi. Aaron -“Gülerek o ne demek , tabii ki ciddiyim.” dedi. Daniel -“Sen akıllı bir adamsın Aaron, böyle bir şeyin sadece hayaller dünyasında olabileceğini düşünmedin mi? Kara deliklerden bahsediyoruz . Kara delikler. Evrenin yok edicileri. Işığın bile kaçamadığı karanlıklar. Sen bunları üretip enerji kaynağı yapmayı düşündüğünü söylüyorsun. İzninle evime gidiyorum zamanımı daha fazla boşuna harcayamam.-“Git istersen Çin Hükümeti çoktan kabul etti bile.” dedi. Daniel kafayı sıyırdığını düşündü. Kulakları için doktora gitmeyi unutmaması gerekiyordu. Gene de tereddüt etti. Aaron’a bir daha söyler misin duyamadım dedi. Ve aynı cevabı aldı. Sanırım kulakları bozuk değildi. Kafayı da sıyırmamıştı. Çinliler sıyırmıştı. Kara delik üretmek mi? İçinden intihar etmek için daha kolay yollarda var diye düşündü. Bu gizli bir projemi diye sordu. Oldukça cevabını aldı. Hafızasını yokladı. Mutfak personeli neden atılmıştı. Kara delik. Evet bu kelimeyi duymuştu. Bunu yapıyor olamazsınız dedi. Yapıyoruz cevabını aldı. Böyle bir şey nasıl mümkün olurdu. Şu an 2034 yılının en büyük ihtiyaçları arasında enerji geliyordu . Ama bu böyle bir şekilde olacak değildi ya. Tüm Samanyolu Galaksisinin yok oluşu demekti bu. Bunun hemen iletilmesi gerekiyordu . Aaron’a -“Çinliler bunu nasıl yapıyorlar bu gizlice yapılabilecek bir şey değil. Mars’ın enerjiye ihtiyacı var ama kara deliklerle değil. Bu kesinlikle gizli yapılamaz. Eğer gizliyse neden bana anlattın. Bana şaka yapmaya mı çalışıyorsun?” dedi. İnşaatı neredeyse tamamlandı artık gizli sayılmaz cevabını aldı. Bu gerçek olamazdı tüm galaksi için ölüm demekti bu. Hemen diğer hükümetlerin bunu bilmesi lazım böyle bir şey nasıl yapılır gerçek olamaz diye düşündü . Saatine baktı. Hayır 1 Nisan değildi. 28 Ağustos yazıyordu. -“Bundan kimlerin haberi var?” dedi Daniel. Aldığı cevap onu bir o kadar şaşırttı. Tüm hükümetlerin dedi Aaron. Bu nasıl olurdu? İmkansızdı. Aaron devam etti. -“Oylama yapıldı ve kara delik yendi. Çin parayla oy satın aldı. Güney ülkeleri bu aralar pek fakir bilirsin.”  -“Nasıl yani güney ülkeler neden oyluyor kara delikten bahsediyoruz?” dedi Daniel. Bu oylama tüm dünyaya açık cevabını aldı. Böyle bir şey gerçek olamazdı. Olmaması lazımdı. Nasıl Çin Hükümeti böyle bir şey yapardı. Bunun yapılmaya hakkı yoktu. Kendisi yetkili biriydi. Bir şeyler yapabilirdi değil mi?

Bir ay önce yaşadığı bu anıları Dünyanın yok oluşunu izlerken bir daha hatırladı. O da ölecekti. Aynı herkes gibi. Sadece geciktirmişti. Uzaya kaçmak bir çıkış yolu değildi. Belki de direk uzaya gitmemeliydim diye düşünmeye başladı. Her ne olmuşsa olmuştu. Açgözlülük insanlığı yok etmişti. Ve o sırada bir rahatlama geldi. Simülasyon sonunda bitmişti. Kara delik reaktörü şu anlık inşa edilmeyecekti. İnsanlığın o kadar aptal olmadığına bir daha şükretti. Simülasyona katıldığı için parasını aldı. Evine yöneldi. Onu uzun bir uyku bekliyordu. Bu kadar şeyin ardından uyku kapsülüne girmeye karar verdi. Üç ay içinde durmayı planlıyordu fakat daha 1 ay geçmeden yok oldu. Bir kara deliğin içinde.

(Visited 83 times, 1 visits today)