Bugün, şu sıralar çok sık tartışılan bir konu üzerine bir yazı yazacağım; yapay zeka. Artık hayatımız bir parçası haline gelen yapay zeka, insanları ikiye ayırmış durumda; kimileri yapay zekanın insanoğlunun en büyük yardımcısı olduğunu şiddetle savunurken kimileri bu teknolojinin insanlığın sonu olduğunu ile öne sürüyor. Sizce bizim yarattığımız ve geliştirdiğimiz bir şey nasıl bizim düşmanımız haline gelebilir?
Okuldan yorgun argın geldiniz ve hemen bilgisayarınızı açıp kafa dağıtmak için bir video izlemeye karar verdiniz. O da ne?! Siz daha ne izleyeceğinize karar vermeden popüler video izleme uygulaması, size uygun içerikleri ana sayfasınıza yollamış bile! İşte, hayatımızdaki yapay zekadan küçük bir örnek… 21. Yüzyılda, yapay zeka insanın hayatını kolaylaştıran önemli bir araç ama önümüzdeki yıllarda aynı şekilde kalacağının garantisini kim verebilir ki? Teknolojiye ciddi yatırımlar yapan, en önemlisi yapay zekaya, Tesla’nın sahibi Elon Musk diğer birçok insan gibi endişeli bu konu hakkında. Çoğu insan yapay zekanın insanı tembelleştirdiğini savunarak gelişmesini istemese de Elon Musk’ın teorisi daha farklı. Zeki girişimci, yapay zekanın insanoğlunu her konuda yenebileceğini savunuyor. Hatta en yakın arkadaşlarından biri olan -Oracle’de mühendis kendisi- Larry Ellison ile sık sık fikir ayrılığına düştüğü de medyaya yansıyan bir gerçek. Bence, Musk çok da haksız sayılmaz, geçen senelerde yapay zeka dünyanın en iyi satranç oyuncusunu hiç de zorlanmadan yenmişti.
Özellikle son on yıl, yapay zeka için tam bir devrim oldu. Bundan bir-iki sene önce, kuantum bilgisayarlar öğrenmeyi öğrendi ve tamamen bilim insanlarının bu teknolojiye karşı bakış açısı değişti, belki de içten içe onlar da şaşırıp çekindiler yapay zekanın gelecekte yapabileceklerinden. En çok bundan korkan Elon Musk olsa gerek, Silikon Vadisinde beyin geliştirme çiplerini üzerine çalışmaya başladı. Soruyorum size, bilime çocukluğundan beri aşık olan bir adamı bile gelecekte bazı şeylerin yaşanma ihtimali bile korkutuyorsa gerçekten de yapay zeka için endişelenmemiz gereken noktaya geldik mi sizce? Bazılarınız gülüp geçebilir nasıl benim yaratığım şey bana silah doğrultabilir diye ama unutmayalım ki yapay zekalar insan beyinin aksine milyonlarca olasılığı hesaplayabilirler ve asla insani duyguları yoktur, acımazlar. Ona ne söylenirse onu yaparlar, işte bu yüzden tehlikelidirler. Onu gaddar yapan şey tam olarak budur, insanoğlunun ta kendisi.
Schubert 1822 yılında 4 bölümlük bir beste oluşturmaya başladı fakat ömrü sadece ilk ikisini tamamlamaya yetti. 2020 yılında ise Schubert’in tüm besteleri bir yapay zekaya yüklendi ve son iki bölümü yapay zekanın yazması istendi, üstüne bir de yapay zekadan bu esere isim vermesini istediler. Sonra da yapay zeka Schubert gibi düşünüp son iki bölümü de tamamladı, ismine de “Bitmemiş Senfoni” dedi. Demem o ki, yapay zekanın geleceği tamamen bizim elimizde. Ya ona çiçek dikmeyi öğreteceğiz ya da acımadan kopartmayı.