İnsanlar hayatları boyunca binlerce kısıtlayıcı, ezici veya engelleyici kelimelerle karşılaşmaya çevrelerindeki insanlar tarafından mahkum bırakılırlar. Hayalleri, hedefleri, amaçları olan çocukların, gençlerin her ortaya attıkları fikre, gerçekleştirmek istedikleri hayallerine “imkansız” takısını yapıştırıp çöpe atarlar. O binlerce fikrin, hayallerin bulunduğu imkansız damgalı çöp, devasa bir yığın haline gelip o bireyin etrafını tuğladan duvar misali çevreler. Yeniliklere açık, hayalleri ve hedefleri olan bu birey aniden; karamsar,yeniliklere ve dış dünyaya kapalı bir bireye dönüşür. O duvarların yıkılması için ihtiyaç duydukları aracı, yıkıcı imkansızlığı kabul etmeden, tekrar tekrar düşünüp yenilikleri öne sürerek elde ederler. İmkansız mı? Bir daha düşün.
Savaşın, işgallerin, cehaletin içinde dünyaya gelen bir çocuk düşünün; ilerleyen yaşlarında annesinin baskıları üzerine din adamı olmak için eğitimler almaya mahkum edilmiş, hoca tarafından dövülen bir çocuk. Zaman ilerledikçe kendi hayallerinin peşini bir saniye bile bırakmadan her zaman ileriye giden, her saniyesinde kendini geliştiren o çocuk, ailesini savaşın içinden çekip alan, onunla da kalmayıp tüm ülkeyi savaşın içinden çekip alan; tüm hayatını bir ülke, bir millet, bir vatana adayıp hayatını cephelerde geçiren o adam. Hepinizin de bildiği gibi hayatını Türk milletine adayan o büyük adam, Mustafa Kemal Atatürk. Şimdi gerçekten hayalleriniz size çok mu uzakta, imkansız mı? Bir daha düşün.
Güney Afrika’da açlığın, sefilliğin ve ölümcül hastalıkların içinde dünyaya gözlerine açan bir çocuk getirin gözlerinizin önüne. İmkanları diğer çocuklara nazaran çok kısıtlı hatta neredeyse hiç yok. Her gün okul kütüphanesine gidip kendine geliştirmeye çalışıyor ve bir gün kütüphanedeki tüm kitapları bitirdiğini fark edip kütüphane görevlisine giderek ansiklopedi okumak istediğini belirtiyor. Ne kadar zor koşullarla da olsa kütüphane görevlisinin de yardımıyla onlarca ansiklopedi okuyor. Kendini her an, her saniye diğerlerinden bir adım daha öne atıyor. Bu çaresizliğin içinde doğup tüm dezavantajları avantaja çeviren çocuk kim biliyor musunuz? Dünya milyarderlerinden biri olan Elon Musk. İmkansız mı? Bir daha düşün.
Üniversitede tanıştığı bir arkadaşıyla evlerinin garajında bir şirket kuran adam var sırada.Sadece o zamana kadar edindiği hayat tecrübesi, üniversite bilgileri ve arkadaşının desteği ile evlerinin garajında bir şirket kurma kararı alıyorlar. Yapacakları bu girişimin sermayesi için bu iki genç üniversite öğrencisi, Volkswagen minibüs ve hesap makinesi satmaya başlıyorlar. Yeterli sermaye elde ettikleri zaman ise şirketlerinin temelini bir bilgisayar üretimiyle atıyorlar. Her gün geliştirdikleri bu şirket, kurumsallaşmaya doğru emin adımlarla ilerliyor ve günümüze kadar ulaşıyor. Bu emin adımların sonucunda ise bir evin garajından dünyanın teknoloji devi olan Apple şirketine dönüşüyor. İmkansız mı? Bir daha düşün.
İnsanların kendi etraflarında oluşturdukları tuğlalardan örülmüş duvarların bir numaralı bileşeni olan imkansız kelimesi sizin de birer duvar oluşturmanız için bir öneridir aslında. Bazı insanlar vardır, herkes tarafından bilinen ve tanınan insanlar, işte onlar bu bileşeni asla ama asla bir öneri olarak kabul etmedikleri gibi hayatlarına da almazlar. O bileşen kendi hayatlarını sağlam temeller üzerinde tutamayacağına inanan korkaklar içindir, onlar kendilerine inanmazlar yapacaklarına veya yapabileceklerine de. O nedenle o bileşene ihtiyaçları vardır ki sağlam inşa edemedikleri hayatlarının yerine sağlam duvarlar inşa edebilsinler. Sağlam duvarlara ihtiyacı olmayanlar nerde peki? Nasıl anlayacağız onlardan biri olup olmadığımızı? Milyonlarca kez daha düşünerek. İmkansız mı? Bir daha düşün.