Karmaşık görevleri otomatik olarak yerine getiren makinelere robot denir. Yukarıdaki fotoğrafta 1940 yılında çekilen bir film görüyorsunuz. Bu filmde Roll-Oh adındaki robot konakladığı evde yaşayanlara hizmet etmek için orda bulunuyordu. Görevi o zamanlarda birçok uşağın yapabileceği kadardı fakat bunların bir robot tarafından yapıldığını görmek o zamanlarda herkesi şaşırtmıştı ki bu çok normaldi. İlk defa komut algılayabilen ve bir başkasının yardımı olmadan ev işleri yapabilen insanlardan farklı bir varlıktı. Hatta filmde yapılan açıklamalara göre robot bunlarla kalmayıp görevlerini şu şekilde açıklamaktalardı: *Roll-Oh, nesneleri kavrayabilir. Elinde bir bıçağın yanı sıra bir bitki sulama sistemi, bir konserve açacağı ve bir gaz alev çakmağı vardır. Ayağı da bir elektrikli süpürgedir. Yerli bir robotun ev hanımlarını ev işlerinden kurtardığını ve işlerinin neredeyse gerekli olmadığını ima ettiğini gösteren bir dil filmi… Tabii o zamanlar robot uşaklar yalnızca gerçekleştirilmesi çok zor olan bir hayalden ibaretti. Peki ya günümüzde?
1940-1950 yılları arasında robotları hayatlarımızın vazgeçilemezi haline geldi.1950 yılında sembolleşmiş, bilim kurgu yazarı Isaac Asimov robotlar için ahlak kuralları yazar ve bu yazdığı ahlak kuralları robotlar hakkında olan düşüncelerimizi yıllar boyunca etkilemiştir.**Birinci Yasa: Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz. İkinci Yasa: Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. Üçüncü Yasa: Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir. Fakat günümüzde bu kurallara ters olan şeyler yapıldığını inkar edebilir miyiz ki?
Günümüzde ,2020 yılı Şubat ayında yapılan sonuçlar gösteriyor ki, Dünyamızda bizimle beraber yaşayan 9 milyona aşkın robot var. Bu sayı Avusturya’da yaşayan insan sayısından veya Hırvatistan ve Finlandiya nüfus birleşiminden daha fazla. Bu 9 milyon robotun 3 milyonu fabrikalarda, sanayilerde veya tarlalarda kullanılıyor. Biz robotlara ne kadar bel bağlarsak onların yerimizi almasından o kadar korkar hale geliyoruz. Dünya’nın yüzde 65’inden fazlası robotların insanların işlerini onların elinden alacağını düşünüyor. Ki düşünmekte haksız da sayılmazlar. Çin’de bir eyalette robotlar. sadece 2 yılda 2 milyon fazla insanın işini elinden aldılar. Onlar her yerdeler. Hasta insanları tedavi edebilmek için 5000’den fazla robot, Dünya’nın hemen hemen her yerinde ameliyatlara giriyor. Fakat herkes bu ameliyat robotlarından memnun değil. Sadece Amerika’da nüfusun yaklaşık yüzde 70’lik kısmı bu olaya hiç sıcak bakmıyor. Robotlar geliştikçe, onlara eklenilen her yeni özellikte insan hayatı biraz daha kolaylaşıyor. Fakat sence bir süre sonra insanlara ihtiyaç kalacak mı?
2018’de ABD ordusunun eski bir çalışanı, ordunun droneları yönlendirecek bir yapay zeka yazılımı geliştirdiğini açıkladı. Böylece hedefleri kendi başlarına daha hızlı tespit edip işe koyulabileceklerdi. Fakat böyle otonom ölüm makineleri en ince insan davranışlarını ayıramayıp insanları büyük bir tehlikeye sokabilir. Peki robotlarımızı kontrol eden yapay zekalar bizden zeki olamaya başlayınca ne olacak? Bu kavram size çok uzak gelebilir ve inanması güç gelebilir. Ama şu an siz de 1940’daki bir insan gibi düşünüyor olabilirsiniz. Böyle şeylerin çok güç olduğunu. Yapay zeka gerçekten bizden zeki olunca ve robotlar insanların yapabildiklerini (fonksiyonlarını) daha fazla üstlenince amacımızı kaybedecek miyiz? Bu yeni dünya düzeni ile nasıl baş edeceğiz? Ve bunların kontrolünde kim olacak?
Kaynakça;
*:http://www.theoldrobots.com/Roll-oh-robot.html
**:https://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/isaac-asimovun-uc-robot-yasasi/#:~:text=Birinci%20Yasa%3A%20Bir%20robot%2C%20bir,s%C3%BCrece%20kendi%20varl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1%20korumakla%20m%C3%BCkelleftir.