YAPAY ZEKANIN DOĞAL SONUCU

İnsanoğlu tarih boyunca kendini geliştirmiştir ve geliştirmeye devam etmektedir. Bu durum insanların yaşam koşullarında da farklılıklar yaratmış ve teknolojik gelişmelere zemin hazırlamıştır. Şu anda bize çok basit görünen bazı buluşlar bulundukları zaman yaşayan insanlar için belki de ilahi bir güç olarak nitelendiriliyordu. Mesela buna en basit örnek ateşin yıldırım düşmesi sonucu bulunmasıdır. Bu olayın ardından ateşe tapanlar dahi olmuştur. İnsanların ateşi kullanmayı öğrenmesi bile uzun yıllar sürmüştür. Şu anda bizim bir çakmak ya da kibrit yardımı ile kolayca yakabildiğimiz ateş bundan yaklaşık beş yüz bin yıl öncesine kadar bizim kullandığımız gibi bilinçli bir şekilde kullanılamıyordu. Bunun gibi birçok örnek verilebilir fakat şu anki asıl konumuz teknolojinin geçmişten bugüne kadar nasıl ve ne kadar hızlı geliştiği değil, gelecekte ne kadar hızlı gelişeceği.
Günümüzde bu konudan söz edileceği zaman aklımıza ilk yapay zeka gelir. Yapay zeka, bilgisayarın çeşitli faaliyetleri zeki canlılar gibi yerine getirme kabiliyetidir. Yani en basit haliyle anlatmak gerekirse bilgisayarların insan gibi düşünebilmesidir. Bu fikir ilk ortaya çıktığında gelecekte dünyayı bilgisayarların yöneteceği düşüncesi birçok kişide korku yaratmıştı. Hatta bu durumu konu alan filmler çekilmiştir. Örneğin Terminatör bu filmlerin en beğenilenlerinden biridir. Yapay zeka her ne kadar yıllar önce korku yaratsa da bugün neredeyse her dakika kullanıyoruz. Yirmi birinci yılın olmazsa olmazı arama motorları, son yıllarda gündeme gelen sürücüsüz araçlar, alışveriş siteleri, sosyal ağlar… Oynadığımız oyunlarda bile yapay zeka bize yardımıcı oluyor. Bize bu kadar yardımcı olan bir şeyi kullanırken bunun tehlikeli yönlerinin de olabileceği belki çoğumuzun aklına gelmiyor. Elon Musk yapay zeka ile ilgili “Yapay zekayı kimin nasıl kontrol ettiği insaoğlunun karşılaşacağı en büyük tehlikedir.” demiştir. Bu konuda hiçbir fikrimiz olmasa bile Elon Musk’ın bir mühendis, endüstriyel tasarımcı, teknoloji girişimcisi olduğunu ve çoğumuza nazaran bu sektörün daha fazla içinde olduğunu bilmek onun bu düşüncesinin haklılık payının olabileceğini düşünmemizi sağlar. Şimdi bunun üzerine biraz düşünelim. Yapay zekayı kontrol eden kişilere internet siteleri ve sosyal ağlar gibi kullandığımız birçok program, uygulama veya ağ vasıtası ile kendimizle ilgili bilgiler veriyoruz ve çoğu zaman bunun farkında bile olmuyoruz. Banka hesaplarımız, konumumuz, iletişim kurduğumuz insanlar… Bu bilgilerin hepsinin bizim adımıza kayıtlı bir klasöre kaydedilmediğini garanti edebilir miyiz? Hiç sanmıyorum.
Girdiğimiz internet sitelerinden youtube’da izlediğimiz videolara kadar her şey bizim uğraşlarımız, hobilerimiz, işimiz ve yaşımız hakkında bilgi veriyor ve karşımıza bunlara uygun reklamlar çıkarıyor. Biz kişisel bilgilerimizi ne kadar öbür insanlardan gizlemeye çalışsak da zaten yapay zeka denen sistem bu bilgilere sahip. Bunun yanı sıra son yıllarda birçok mesleğin başına yapay zeka geçmiştir. Bu da yapay zekaya yetki verdiğimizi gösterir. Stephen Hawking bu konuda “Süper akıllı yapay zekâ gelişimi, insanlığın başına gelen ya en iyi ya da en kötü şey olacaktır. Yapay zekanın ortaya çıkardığı asıl tehlike kötü niyet değil, daha ziyade yetki ve yeterliliğe sahip olacak olmasıdır. Süper-akıllı bir yapay zekâ hedeflerini gerçekleştirmek konusunda son derece iyi olacaktır, dolayısıyla bu hedefler bizim hedeflerimizle uyuşmuyorsa başımız dertte demektir.” demiştir. Yani bugün biz yapay zekayı kontrol ettiğimizi sansak da, gelecekte yapay zekanın bize hükmedecek olması kaçınılmazdır.

(Visited 49 times, 1 visits today)