Nedeni bilinmiyor olsa da günümüzde insanlar arasında büyük bir ikilem var. İnsanların bir çoğunluğu geçmişe odaklanıp orada kalmak istiyor bazı insanlar ise geçmişi unutup sadece geleceğe odaklanmak istiyor ve hayatlarını bu iki kavramdan sadece birine göre yönetebileceklerini veya sürdürebileceklerini düşünüyorlar.
Roman Yazarı Adam Fawer ise kimilerine göre olayı şu sözleriyle özetliyor ‘’ Geride bıraktıkların ileriye gitmeni engelleyecek. Unutma ileri gidebilmen için arkandakileri unutman gerek.’’ ve geçmişten kopup sadece geleceğe yönelenlerin düşüncelerini yazıya döküyor. Düşüncelerin insandan insana değişebileceği üzere Filozof George Santayana ise ‘’Geçmişi hatırlamayanların yazgılarında geçmişi tekrar etmek vardır.’’ diyor bu sözleri ise gelecekten değilde geçmişten medet umup sadece geçmişe odaklanan insanların sözcüsü oluyor. Oysaki Şair Abraham Cowley ne güzel söylemiş ‘’Ne geçmiş vardır, ne de gelecek; sadece sonsuz bir şimdi vardır.’’ Sözleriyle adeta açıklığa kavuşturuyor ikilemi. Bana kalırsa da durum usta şairin dediklerinden pek farklı değil. Şair sonsuz bir şimdi derken hayatın sadece geçmişi ya da geleceği düşünerek buna kafa yormaktan ibaret olmadığını, hayatta bir şimdinin de olduğunu anlatıyor. Böylece günümüzdeki bazı insanlar gibi dünyanın yalnızca geçmişten ya da yanızca gelecekten ibaret olduklarını düşünenlere ders veriyor. Benim kendi fikirlerime göre de geçmiş ve geleceği harmanlayarak şimdiyi yaşamak lazım zaten geçmişsiz geleceğin olmayacağını veya geleceksiz geçmişin olmayacağı sizce de bariz belli değil mi? Geleceksiz geçmiş ne diye soruyorsunuzdur belki geleceksiz geçmiş şu demek geçmişte insanlar birçok icat ve keşif yaptı belki bazı mucitler icatlarının gelecekte meşhur olacağından bihaberlerdi aslında birçok mucit ise geleceğe yön vereceklerini tahmin ederek ve geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacaklarını nasıl karşılayacaklarını düşünerek -en azından 19. yüzyıl sonrası mucitleri- yaptılar icatlarını. Bu yüzden geçmiş gelecek kavramlarını ayırmadan hayatına sokabilmeli insan ve en önemlisi her iki kavramıda yeri geldiğinde geçmişte olan geçmişte kalır diyebilmeli bunun yanı sıra geleceğini planlamak ve aydınlatmak için de geçmişten yardım alabilmeli.
Nedensizce ortaya çıkan bu ikilem yüzyılların sorunu olmuş ki 17. yüzyılda yaşayan şairin de 21. yüzyılda yaşayan roman yazarının bile bir yazısı var hatta 13. yüzyılda yaşamış Mevlana’nın bile bu konu hakkında birçok özdeyişi var. Bu yüzden bu ikilem çözülür mü çözülmez mi bilemem ama umarım bu yazıyı okuyan herkes artık daha çok itina gösterir diye düşünüyorum. Siz siz olun geleceği düşünerek tonlarca plan kurarak yaşamayın tabi ki bu geçmişte takılı kalın asla geleceği düşünmeyin demek değil. Sadece anın tadını çıkararak geçmiş ve gelecekten de öte şimdiyi hatırlayın çünkü şimdi sahip olduğunuz en büyük zenginliktir.