Çok Değer Vermek Çok Pişmanlık Demekmiş…

Okuldan çıkmış evine doğru giderken, gözü yanındaki arkadaşının telefonuna kaydı Kemalin.Telefon ekranında gördüğü kişinin, onu ilerde ne kadar üzeceğini, ona birbirinden farklı duyguları aynı anda yaşatacağını hatta dinlediği her şarkıda,izlediği her film de  onun aklına geleceğini düşünmemişti.Gördüğü kişi Kemalin okuluna yeni başlamış fakat geldiği gibi onun hayatına bir enerji katmıştı,en azından Kemal öyle zannediyordu …Aradan günler geçti ve en sonunda buldu onu  Kemal,gördüğü anda aşık olduğu kız resmen canlı bir şekilde karşısındaydı.İşte tam o anda inanmaya başlamıştı ilk görüşte aşka…

 

 

 

Karşısındakinin gözleri öylesine güzel,saçları öylesine uzundu ki onu gördüğü andan itibaren,yaklaşık on dakika boyunca,hareketsiz ve gözlerini ayırmadan ona bakakalmıştı.Yanındaki en yakın arkadaşları olan Mert ve Efeye o anda çok ihtiyacı vardı Kemalin,yoksa kız gerçekten onu sapık zannedekti.Fakat sivri zekasını kullanan mert yere elinde bulunan su şişesini hızlıca attı ve kızın Kemale bakmasını sağladı fakat bu fikrin iyi bir fikir olmadığını sonradan anlayan arkadaş grubu onu korkuttuğu için gidip özür dilemişti,tabii ki Kemal orda değildi, oda anlayışlı çıktı ve sorun olmadığını dile getirdi.Bu olayın sonunda ilk defa kızla göz göze gelen Kemal bir kez daha onaylamıştı ondan hoşlandığını.Arkadaşları,ailesi ve onu seven herkes onun yanlış yaptığını ve bu kadar hızlı davranmamasını söylesede Kemal hipnoz olmuş bir insan gibi boş boş duvara bakar ve onu düşünürdü,daha adını bile bilmezken…

 

 

Aradan 1 hafta geçmesini sabırsızlıkla bekleyen Kemal tüm cesaretini topladı ve ona duygularını ifade etti,aralarında uzun bir konuşma geçtikten sonra arkdaşlarının arasına mutlu dönen Kemal, kızla bir buluşma ayarladıklarını ve ona duygularını sonunda açtığını söyledi.Arkdaşları ne yapsa da ona engel olamadılar.Gözü kara olan Kemal artık engel tanımaz bir insana dönüşmüş,derslerini,hayatını hiçe sayıp tamamen odak noktası olarak kızı karşısına almıştı.Ve sonunda o gün gelmişti,Kemalin heyecanı her halinden belli olurken,sonradan Kemalin öğrendiği bir bilgi olarak o da heyecanlıydı.Kemal bu işi gerçekten iyi biliyormuş ki kızla tanışmadan önce en yakın arkadaşlarıyla tanışmış onlarla takılmaya başlamıştı.Buluşma günü geldiğinde ikiside öylesine heyecanlıydı ki önlerindeki yemeğe dokunmamışlardı bile…Fakat acı bir gerçek vardı ki aralarında geçen 7 ay boşa gidicekti..

 

 

Her şey Kemal için güzel giderken,kızın tüm hatalarını görmezden geliyorken,durumlar karşısındaki için aynı değildi, ne o ilk gün ki gibi heyecanlıydı ne de kalbi öylesine atıyordu.İşlerin kötüye gittiğini farkeden Kemal, her şeyi tekrardan temiz bir sayfa üzerinde yaşamak umudyla karşısına aldığı kızın, söyledikleri resmen kalbine bir ok gibi saklanmış ve hiç çıkmayacakmış gibi derine girmişti.Öylesine üzülmüş ve öylesine kahrolmuştu ki Kemal terk edilme acısnı aylarca depresyon halinde atlatmaya çalışmış fakat ne yaptıysa kurtulamamıştı.Ne tarafa baksa onu görürken geriye dönüp baktığında,kendisinin yaptığı hataları anımsamış ve keşke yapmasaydım demişti binlerce defa kendine…Ve bu üzüntünün son demlerinde kafasında tek bir şey vardı ve gerçekten buna aşırı derece de inanmaya başlamıştı” “Bir şeyin kıymeti, o şeyin yokluğunun çokluğu ile artar. Ne azsa o kıymetlidir, ne uzaksa onu arar insan…”

(Visited 101 times, 1 visits today)