İşlemlerdeki Adalet

Evren; belirli kurallar üzerine kurulmuş, insan topluluğuna yaşam alanı sunan, tüm madde ve enerji biçimlerini içeren bütünün adıdır. Bu kurallar insanın yaşamını belirli bir düzene sokarken aynı zamanda da herhangi bir eksikliği fırsat bilen sorunların çıkış kapılarıdır. Dünya’yı insana uygun bir biçime sokabilmek için her bir metrekaresinde matematik kullanılmıştır. Peki, matematik sadece kuruluşumuza yardımcı olmak için mi var edilmiştir?

Matematik dediğimiz kavram sadece okullarda öğretilen bir ders olmayı reddetmişken üst sınırlara ulaşıp birçok kavramı kendine bağlamıştır. Bu kavramların her geçen gün daha da güçlenmesi sağlamak amacıyla matematiğin, fark etmeden de olsa hayatlarımızın bir parçası haline geldiğini veya getirildiğini söyleyebiliriz.

Milyonlarca kavramla dolu olan dünya, bazı kavramları birbirlerine bağlayarak bir bütün oluşturmayı amaçlar. Böylelikle üzerinde yaşayan insan ırkı kavramları algılama esnasında sorun yaşamazken aynı zamanda da bir bütünün parçası olmayı öğrenir. Toplumun bir parçası olmayı insan ırkına öğreten evrendir, uçsuz bucaksız evren. Mustafa Kemal Atatürk’ün getirdiği binlerce yenilikten sadece bir tanesi olan adalet kavramı Türkiye Cumhuriyeti’nin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bu parçayı ebediyen sabit tutmak amacıyla -bir puzzle misali- etrafında tamamlayıcı diğer parçalara ihtiyaç duyulur. O parçalar bir araya gelerek kocaman bir bütü olan Türkiye Cumhuriyetini oluşturlar. Adalet eksik parçalarıyla birleşip Türkiye Cumhuriyetini oluşturma aşamasında tamamlanmasını sağlayan diğer parçalar nelerdir gerçekten?

Bir ülkede adaletin sağlanabilmesi için matematik öğrenmek bir zorunluluk olarak değil, evrenle bütünleşmenin bir yolu olarak görülmelidir. Adalet dediğimiz kavram matematiğin sözel bir şekilde ifade edilmesidir. Sözel bir anlatımı anlamak için ilk önce anlatılan kavramın tüm ülke tarafından çok iyi bir şekilde tanınması ve sindirilmesi gerekir. Herkese sindirilerek öğretildikten sonra sırada sözel yönün doğru bir şekilde kullanılması vardır yani ana dilimiz olan Türkçenin. Atatürk’ün de belirttiği gibi “ Türk demek dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir..”

Dil ve sözel adaleti –matematiği-  hayatlarının bir parçası haline getirerek birbirlerinin eksiklerini tamamlayan toplum, adalet kavramını hayatlarının bir parçası haline getirirlerken adeta sayılarla oynuyormuşçasına adaletsizliğe karşı beraber siper alırlar. Onlar için adaletsizlik, bir kişiye karşı yapıldığı zaman tüm ülkeye karşı yapılmışçasına görülen bir durumdur. İşte o zaman adalet dediğimiz kavram bireysellikten sonsuz evrene doğru yönelirken, adaletsizlik duygusu yerin binlerce kat altına gömülür çünkü matematik çıkartma işlemini evren üzerinde uygulamaya başlamıştır.

(Visited 302 times, 1 visits today)