Merhaba ben Helena. Ben bir İngiliz’im. Aslında bir İngiliz olduğumu 16 yaşına kadar öğrenmemiştim. Hem de kraliyet soyundanmışım. Genellikle bütün insanlar nerede doğduklarını bilirler ama ben bilmiyordum. O zamanlar Türkiye’de doğduğumu sanıyordum. Şimdi hikayeyi size anlatacağım .Haydi başlayalım.
Okulun son gününden önce İngiltere’den bir sürü mesaj gelmişti. Annem, “Senin bir okula yazılmanı istemişlerdir. Ben şimdi onlara okulu bitirdiğini yazarım canım.” demişti kaygıyla. Ama ben onların akşam konuştukları şeyleri duyuyordum. Okul dışında her şeyden bahsediyorlardı. Siz de şaşırmaz mıydınız? Sonraki sabah annem ve babam, “İngiltere’ye gidiyoruz.’ dediler. Şaşırmıştım. Sonunda İngiltere’ye gittik. Nedense saraya doğru ilerliyorduk. İlk önce burada yaşamak için izin alacağımızı sanmıştım ama bu çok mantıksızdı. Annem, “Kardeşim!” diye çığlık atarak koştu. Yani kraliçe Bella benim teyzemdi. “Buraya kızına taç takmaya geldik ama prenseslik olayını hiç anlamışa benzemiyor. Bunu halledeceğim merak etmeyin.”dedi .Beni kolumdan tutup çay odasına götürdü. Benden çay dökmemi istedi. Ben ise onun istediğinin tam tersini yaptım, bir türlü fincanı tutturamıyordum. Yaptığı türlü türlü sınavların sonunda bir kaç şey başarabildim ve testi geçtim. Taç törenini başarıyla tamamladım. Herkes benimle gurur duyuyordu. Teyzem, “İlk önce başaramayacağını düşünmüştüm. Ama başardın Helena.” dedi. Annem mutluluk gözyaşları ile bana bakıyordu.
İşte çılgın hikayem. Şu anda aynı şekilde hayatıma devam ediyorum. Şu anda sevmediğim bir sürü elbise var. Genellikle pantolon giyiyorum. Hikayenin sonunda annem ve babama “Bun bana söylemediğinize inanamıyorum.” demiştim.