Kafamda oluşan düşüncelere benzer bir düşünce daha eklendi bugün. Tüm dünyaya konuşmak isterim bunları. Aslında karşıt iki farklı düşünce gibi görünseler de değiller. Bence oldukça tek akıldan çıkma cümleler ve düşündürdükleri kadar naifler. ”Kendini olduğundan az göstermek tevazu değil, budalalıktır.” diyen Montaigne ; ”Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen ‘hiç’ ol .” diyen Mevlana’nın bu sözlerini inceleyip beraber düşünelim isterim.
Bakın işte bu cümleleri düşünmek akıl ister derim . Aslında asla karşıt değiller tam tersi birlikte çok daha anlamlı ve güzeller. Mevlana’nın demek istediği şudur : İnsanların ”bir şey” dediği kavram bu ise , sen ”bir şey” olmaktansa farklı ol , ”hiç” ol . Elbette ”bir şey” kavramını açacağım sizlere. Montaigne’nin demek istediği ise oldukça açık : Kendini olduğundan az göstermek marifet değildir , ahmaklıktır. İkisini birleştirip size aktarma isteği bile bana heyecan vermekte. Mevlana’nın dediği gibi bir ”hiç” olun ama bu öyle bir hiçlik olsun ki aynı zamanda insanların ”bir şey” dediğinden kendinizi daha alçakta tutmayın ve onlara bunu en iyi şekilde hissettirin. Umarım anlatabilmişimdir .
”Herkes ‘bir şey’ olmaya çalışırken sen ‘hiç’ ol.” Ne hoş söz. Bir arkadaşım hep der ” Eğer insanlık bir dereceyse ben en dipteyim.” İşte dostumun bu sözü bahsettiğimiz iki cümleyi karıp ikisinin ortak tamamlayanıdır. Bu ”bir şey” isimli olgu ise insanlıktır. Bahsedilen ise insanların ”insan” olmaya çalışması. İnsanların ”insanlığı”. Bu olguyu kirletense ”insanın” ta kendisidir. Çok uzak değil cevaplar , görüyoruz. İnsanlar ne yapar ? Diye düşündünüz mü hiç. Bence düşünmelisiniz. Ben sizin için şöyle bir gözden geçireyim .
İnsanlar ortalama yetmiş veya seksen yıl yaşayacakları hayat için ömürlerinin dörtte üçünü berbat ederler. Yıllarca yeri gelip düşerek yeri gelip haykırarak başarı elde etmeye çalışırlar . Nedenini soracak olursanız bir avuç mutluluk ve huzur içindir. Bu gayeye ulaşma süreci içersinde canı yanar insanoğlunun ve her canı yandığında daha da hırslanır , acılar kamçılar onu , başarısızlıklar kamçılar , gözyaşları kamçılar. Hayatının en güzel dönemi olan lise yıllarında başlatırlar ”büyükleri” onları kamçılamaya , kamçılatmaya. Hırsları sağ olsun herkesi ezer en yükseğe çıkmak isterler. Bu yüzden diğerlerini düşünmez kırar geçer haklarını yerler. Bunu gören çevresi de aynısını yapmaya başlar ve içinden çıkılamayan o çok rağbet gören ”insanlık” öyküsü başlar. Ayrıca ahmak insanoğlu ne mutluluğa ulaşır ne huzura ne de aile bireylerine sağlayabilir bunları. Onları onların başındaki insanlar nasıl söndürdüyse o şekilde o da kendine gelecek sunanlara aynısını yapar. Çünkü hırs dediğimiz o çok beğendikleri olgu gözlerini kör etmeyi bırak gözlerini çıkarmıştır. Yazık.
Peki ya insanların ”bana sıçrar” korkusuyla haksızlıkları kulak ardı etmesi ayrıca bu döngüyü yine kendinin oluşturması… Hem yüzsüz hem iki yüzlü görebileceğiniz tek canlıdır insanoğlu.
Diyebileceğiniz bir şey var mı peki insanların en pis tarafı olan şiddete ? Acınası insandan beklendik aciz ”insanlık”.
Açlıkları , susuzlukları , çaresizlikleri , gözyaşlarını , haksızlıkları görmeyen bencil ”bir şey” olmak ne alçakçaymış meğer. Siz ”hiç” olun , bırakın ”bir şey” olarak görsünler sizi. Hiçliğinizi fark ettikleri anda kendinizden uzaklaşın çünkü artık siz de ”bir şey”siniz demektir.