İçinde bulunduğumuz dünya milyonlarca türden sayamayacağımız kadar çok canlıya ev sahipliği yapıyor. Bu yoğunluk göze alındığında yaşadığımız bu gezegen yetersiz görünebilir, fakat bu doğru değil. Dünyada barınan canlı veya cansız her türlü varlık arasında bağlantı kuran, düzeni sağlayan bir sistem var; ekolojik sistem. Ancak ekolojik denge her ne kadar iyi dizayn edilmiş ve kusursuz dursa da devasa , insanoğlu denen bir pürüze sahip. Bu pürüz ise o kadar sıkıntılı ki, geriye kalan milyarlarca canlıyı tehdit ediyor.Son birkaç ayda felaketlerin artan sayısı ve şiddeti bizlere kendimize korkunç bir son hazırladığımızı gösteriyor. Kendi tuttuğumuz okların ucunun bize dönme sebebi ise yine ekolojik denge. Çünkü doğanın tam anlamıyla kusursuz bir adalet anlayışı var.
Güncel problemlerimizden biri olan Avustralya yangınları da acı verici fakat gerçekleri tokat gibi yüzümüze çarpan önemli ve ciddiye alınması gereken bir örnek. Basitçe açıklamak gerekirse çevremize verdiğimiz en büyük zararlardan biri olan küresel ısınmanın sonucu olarak artan hava sıcaklıkları, Avustralya bölgesindeki okaliptüs ağaçlarının alev almasına ve inanılmaz can kayıpları yaşanmasına neden oldu. Binlerce hayvan doğal yaşam alanlarında bizler yüzünden köşeye sıkıştı ve adeta katledildi. Tabii ki yitirilen onca can geri getirilemez ancak bu soruna karşın çeşitli önlemler alınmazsa kayıplar maalesef hızla artmaya devam edecek. Yüz binlerce masum canlı, insanoğlunun kusurları yüzünden bir yerlerde yine köşeye sıkışacak, her geçen saniye onların çaresizliği ve ölüm çığlıklarıyla dolacak ve yaşattığımız onca kayıp yüzünden en sonunda kaybeden yine ve yine biz olacağız.
İnsanları bütün bu problemlere karşı takınmaları gereken tavırda atladıkları bir nokta daha var, o da bu tür felaketlerin bölgesel değil küresel olduğu gerçeği. Bahsettiğimiz denge aslında birbirini aynen yapboz parçaları gibi tamamlayan ve ancak birlikte işlediğinde çalışan bir sistem.Bu sistemden yalnız bir tür bile çıkarıldığında öncelikle ona doğrudan bağlı olanları, sonra da tamamlayıcı bir sistem olduğu için kalan bütün varlıkları derin bir kaosa sürüklüyor. Ne yazık ki insanlar bir sorun oları göz göre göre yakmadığı sürece o sorunu ciddiye almayı reddediyor, sanki yokmuş gibi davranıyorlar. Örnek üzerinden devam edersek şuan insanlar Avustralya yangınlarının yalnızca Avustralya hükumet sorunu olmadığını, bütün dünyayı etkilediğini anlamıyorlar. Halbuki hem sebep hem sonuç hem de gerekli önlemler küresel iken faturayı tek bir hükumete kesmek daha fazla yıkımdan başka bir şey getirmeyecek.
Kısacası artık yarattığımız kaosun zirvesine taht kurmaya çalışmayı bırakmalı ve çıkardığımız sorunları benimsemeliyiz. Çünkü doğa ana ile büyük bir savaşa girdik ve eğer kazanırsak, kaybedeceğiz.