Merhaba.Adım Ela ve ben 21 yaşında hukuk okuyan bir genç kızım.Evet biliyorum o yaşta nasıl hukuk ouyor diyeceksiniz ama bunların hepsini anlatacağım.Günlerden bir gün her zamanki gibi en yakın arkadaşım Tuana ile buluşmaya gidiyordum ki bi an yere yapışıverdim.Önümdeki koskoca taşı görmemiştim.Dizim kanamaya başlamıştı ve çok acıyordu.Ayağa kalkmakta zorlanıyordum.Zar zor ayağa kalkmaya çalışıyordum ki bir tane adam hızlı bir şekilde bana çarptı.Acelesi olduğu her halinden belliydi.Kumral saçları ve simsiyah gözleriyle çok yakışıklıydı.Çok güzel bir giyim tarzı vardı;siyah vans,gri eşofman ve beyaz sade bir üst…Alelacele düşen gözlüğümü yerden alıp bana uzattı ama ben onun çekici gözlerine bakakalmıştım.Kıpırdayamıyordum sanki oracıkta donup kalmıştım.Adam bir süre kendime gelmemi bekledi ama benden ses seda çıkmayınca gözlüğü kafama taktı ve hızlıca uzaklaşmaya başladı.Birkaç saniye sonra kendime gelebildim ve hemen ona seslendim:
-“Beyfendi! Bunu unuttunuz!” diye seslendim.
İlk önce yavaşladı sonra arkasına döndü.
-“Neyi unutmuşum?” diye cevap verdi.
Ben yine kendimden geçiyordum bu karşımda bana doğru bakan adamın sesi benim kaybolan kardeşime benziyordu.Şok olmuştum.Kardeşim kaybolalı en az 3 yıl olmuştu ve o zamandan beri hiç bu kadar tanıdık bir sesle karşı karşıya kalmamıştım.Ne yapacağımı bilmiyordum ona neden seslendiğimi bile bilmiyordum.Hemen hızlı düşünmeye çalıştım çünkü acelesi olduğunu biliyordum bu yüzden aklıma gelen ilk şeyi söyledim.Sakız.Cebimde sakız vardı ve hemen çıkardım.
-“Teşekkür hediyemi.”
Çok saçmalamıştım, adama teşekkür etmek için sakız uzatmıştım.Ben ona neden teşekkür edecektim ki?O sadece sabırsız aceleci bir manyaktı.Kendimi yeteri kadar rezil etmiştim sadece oradan uzaklaşmak istiyordum.Neyse ki o da öyle düşünüyordu ki hiçbir şey demeden önüne dönüp ilerlemeye başladı.Bende tam tersi yönde ilerlemeye devam ettim.Tuanayla buluşmama 10 dakika geç kalmıştım ve onun çok meraklandığa emndim çünkü normalde heryere 30 dakika önceden giden bir insanımdır.Onunla Quick China’da buluştum ve onu gördüğümde yüzü sapsarıydı.Yüzüne bakıp nolduğunu sordum ve tek yaptığı şey bana bakıp ağlamasıydı.Beni çok merak etmişti.Ya bende bir şey olduğunu sanmıştım ya sadece geç kaldığım için endişelenmiş.”Seni en az 10 defa aradım neden cevap vermiyorsun?” dedi.O an telefonumun cebimde olmadığını fark ettim.Acaba orada mı unutmuştum?Yoksa o adam mı çalmıştı?Telefonum nereye gidebilirdi ki?Tuana sadece şaşkın bir şekilde bana bakıyordu ne olduğunu anlayamamıştı.Ona telefonumu bulamadığımı söyledim.Hemen masanın altına ve yerlere bakmaya başladık ama bir iz yoktu.Zaten en son ne zaman gördüğümü bile hatırlamıyordum telefonumu.
Garson siparişlerimizi almaya gelmişti ki gözüme yan masamızdaki adamın telefonu takıldı.Aynı benimki gibiydi.Mavi silikon kılıflı Iphone XS.Tuana garsonla konuşurken yavaşça kalktım ve yan masadaki adamın üstüne atladım ve bağırıyordum.”Telefonumla ne yapıyorsun?” diye.Adam nolduğunu anlayamamıştı bana saf saf bakıyordu ki masadan bıçağını alıp bacağına sapladım çünkü bana öyle boş boş bakması beni sinirlendirmişti.Tuana hemen beni çekti her şey bir an da gerçekleşmişti ve ağlıyordum.Bunu yaptığıma inanamıyordum.