Aslında Stephan Hawking’in bu sözü çoğu kişiye herhangi bir şey ifade etmiyor olabilir. Fakat Hawking’in bu sözünü incelediğimiz zaman çok daha farklı bir anlam çıkarabiliriz. Ben bu söze katılıyorum çünkü, genel olarak sessiz insanlar yaşadıkları, mutlu oldukları, üzüldükleri, ya da onlar için önemli olan şeyleri hep içlerine atarlar ve bir süre sonra duygu patlaması yaşarlar. Ve yaşadıkları şeyleri, bulundukları topluma göstermezler, bu nedenle çoğu kişi onları tanımaz.
Genel olarak hep kendileriyle ve onları derinden etkileyen olaylarla yüzleşirler. Ben Hawking’in bu sözüne katılıyorum, çünkü benim de tanıdığım çoğu içine kapanık insanın içinde neredeyse bir devlet kütüphanesi var. Ve bu insanlar kendi fikirlerini çok iyi yazıya dökebilen insanlardır. Belki de şu ana kadar kitaplarını okuduğumuz birçok önemli, ya da dünya klasiği olmuş yazar sessiz ve içine kapanıktır. Eğer içine kapanık biri olma şansım olsaydı, içime kapanık biri olmak istemezdim. Çünkü iletişim hayatımızdaki çok önemli bir faktör. Fakat çok geveze ve çenesi düşük bir insan da olmak iyi değildir. Bu yüzden içine kapanık insanları sevin, onlarla iletişime geçin.