Gece bir ses beni uyandırdı. Yataktan kalktığımda “Gözlerimi açtığımda bana dikkatle bakan, hiç tanıdık gelmeyen bir çift kahverengi gözle karşılaştım.” Korkudan yatağıma girip hiç bir şey yokmuş gibi düşünmeye başladım. O kadar çok korkmuştum ki korkudan uyuyamadım.
Ne yapacağımı bilemedim ve şöyle bir karar aldım: Birincisi fenerimi alıp yatağımı içinde saklanmaktı. İkincisi korkmamak için oyuncağımı yanıma almaktı ve ona sıkıca sarılmaktı. Her şeyi hazırlamıştım ama şöyle bir sıkıntı vardı. Hiç rahat edemiyordum çünkü içim rahat etmiyordu sanki bir şey unutmuşum gibi. Örtümün içinden çıktım ve bir daha baktım, kahverengi gözler hala bana dimdik bakıyorlardı.
Ve aklıma bir fikir geldi. Örtümün altından çıkıp koşarak odamın lambasını açacaktım. Gidip orada ne olduğunu net bir şekilde görmek için. Sonra dediğim şekilde koşarak odamın lambasını açtım. Aslında gördüğüm kahverengi gözler babamın doğum günümde aldığı kahverengi gece parıldayan yuvarlak gece lambasıydı. Onlar olduğunu unutmuşum diye gülmeye başladım.