Ufak Birikintiler

Eskiden -16 yaşında bir genç olarak- hayatımın iyi olmadığını düşünürdüm. Sanki her şey üstüme gidiyormuş gibi hissederdim. Neden bilmiyorum, sanki o zamanlar her şeyin durmasına ihtiyacım var gibiydi. Her gün olan, hatta olmayan şeyleri düşünerek kendi kendimi delirtecek seviyeye gelirdim. Sonra bir şeyler değişti. Daha büyük şeyler oldu, gerçekten üzülebileceğim şeyler. Tuhaftır ki, eskiden o küçük şeylere üzülürken şimdi bu kadar devasa bir olaya üzülmemiştim. Çünkü zaten o küçük şeyleri kafamda büyütüp doruk seviyeye ulaşmıştım. Yine de, yani mutluluk birbirini tamamlayan ufak şeylerin birikmesinden doğuyordu ve ben daha ufak şeyleri biriktirememiştim.

Yine de devasa üzüntüye yol açması gereken o olay çok şey değiştirdi. O zamana dek hep hayatımın üzücü ve sıkıcı olduğunu düşünürdüm. O olaydan sonra ise…bir şeyler değişti, bir şeyler yer değiştirdi. Artık hiçbir şeyi düşünüp üzülmüyordum. Hiçbir şeyi. Umursamamak güzel, biraz özel güç gibi. Her neyse, Sadece sonra fark ettim ki beni tanımlayan şey beni değiştiren şeyler olmak zorunda değil. Mutlu olmalıydım. Eskiyi özlediğimi düşünerek zamanı kaçırıyordum çünkü, birkaç ay sonra ise o zamanı özlüyordum. O yüzden düşündüm. Gerçekten mutlu olmalıydım ve bunu hak ediyordum, çoğu insandan daha fazla. Ne de olsa mutluluk birbirini tamamlayan ufak şeylerin birikmesinden doğuyor.

Öncelikle sağlıklıydım, bir ailem vardı, arkadaşlarım, beni mutlu eden hobilerim, kitaplarım vardı. Bir insanın hayattan isteyebileceği çoğu şeye sahiptim zaten. Sadece gözlerimi açmam biraz uzun sürmüştü. Şu an, resmi bir yetişkin olarak, eğer mutlu olamayacağını düşünen gençler varsa ve bunu okuyorlarsa sadece şunu demek istiyorum. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak şeylerin birikmesinden doğuyor.

Sadece gözlerinizi açıp o şeyleri bulmalısınız.

(Visited 40 times, 1 visits today)