- Batıl inançlar günlük hayatımızda büyük küçük yer kaplar. Geçmişten günümüze kadar süregelen bu inanışlar , şans, kötü şans gibi düşüncelerle desteklenerek hayatımızda belli bir yer edinmiştir.
Bu inanışlara farklı açılardan baktığımızda yoktan var olmuş ve gerçekliği yok denebilir. Fakat bunların gerçekten olduğunu fark edip ya da düşünmeye başlayıp bunlardan korunmayı veya bu inanışların gereğini yapmadan duramamayı OKB yani obsesif kompulsif bozukluk olarak ele alabiliriz.
Üzerinde fazla durulan düşüncelerin, eylemlerin, olayların hayatımızın merkezinde belirmesi muhtemel. Bunlar, sürekli üzerinde durduğumuz bir iletişim anısı olabilir ,takıntılarımız veya batıl inanç… Bunların hayatımızda bu şekilde yer kaplaması bizim için rahatsız edici sorunlar yaratır. Mesela tikler de buna girer. Bir şeyi yapmadan duramamak şeklindedir. Aynı şekilde batıl inançlar da günlük hayatımızda karşılaştığımız en küçük durumlarda karşımıza çıkar. Genelde bize çok sorun yaratmadığını düşünürüz fakat bu, kişiden kişiye değişir. Mesela dünya genelinde inanılan 13 sayısının uğursuzluğuna olan inanış insanların günlük yaşamını yönlendirebiliyormuş. İnsanların kendilerini sınırlandırmalarıyla ayın 13 ünde olan uçak biletini almama , kalınacak oteldeki 13 numaralı odanın alınmaması gibi rahatsız edici unsurlara dönüşebiliyor. Zamanla insanlarda kurallaşmış batıl inançlar insanları zaman zaman fazla sıkıntıya sokarak hayat kalitelerini bozabiliyor aynı zamanda. Bu durum batıl inaçları fazla büyütmek ile doğru orantılıdır.
Her şeyin fazlası zarar olduğu gibi inanışların da tıpkı hastalık çeşidi olan OKB’ler gibi hayat kalitesini düşürme yolunda etkileri olabilir. Obsesif kompulsif bozukluk kişinin, istemeyerek olışan saplantılı düşünceleri haraketleri ifadeleri kendisinde yapma zorunluluğu hissetmesiyle olşan bir psikolojik bozukluktur. Günlük hayattaki benzer takıntılarımızı ele alabiliriz örnek verirken ama okb ‘de bu durum hayatı büyük bir derecede etkiler. Batıl inancın bizi bir şeyleri yapma zorunluluğunda hissettirmesi kısmını ise buna benzetebiliriz. Batıl inançları fazla düşünerek takıntı haline getirdiğimizde meydana gelecek durum psikolojik olarak bizi “ yapmak zorundayım” hissi içerisine sokabilir. Fakat yine aynı şekilde düşüncelerimizi kontrol ederek bu durumun önüne geçebiliriz. Takıntılarımızı azaltmayı ve sonra ortadan kaldırmayı deneyerek. Batıl inançları bir takıntı olarak edindiğimiz taktirde bunun gerçekliği belirsiz inanışlardan meydana gelmiş davranışlar veya düşünceler olduğunu kendimize hatırlatabiliriz.
Sırf bu inanışlar nedeniyle yapılmaktan kaçınılan birçok eylem bize yine anı kaçırma ya da en kötü duygulardan biri olarak nitelendirilen bir şeyi yapabilecekken yapamadıklarımız yani pişmanlıklar olarak geri dönebilir.
Batıl inançları uyguladığımızda sonucunda hissedilen rahatlama hissi bize hiçbir şey kazandırmayacak veya kaybettirmeyecektir. Bu rahatlamanın bizde sağladığı bir katkı olmayacaktır. Ancak günlük hayatta karşılaştığımız ve yapıp yolumuza devam ettiğimiz bu inançlar psikolojik yönden iyi etkilemiyor olabilir.
Batıl inancın hayatımızdaki yeri genellikle olsa da olur olmasa da şeklindedir. Bunu ileri seviyelere taşımak yine bizim düşüncelerimizle olacak bir durumdur fakat düşüncelerimizi istediğimiz zaman kontrol altına alabiliriz. Takıntı haline gelmiş bir şeyden kurtulmak zor olabilir fakat mümkündür. Genelde bir takıntımız olduğunda onun varlığını çok kısa bir süreliğine unuttuğumuzu ve gerçekleştirmediğimizi fark ettiğimiz anlar olur. Bu , takıntıların da önlenebileceğini gösterir. Kendi kendimize, düşünerek engellemek ne kadar zor olsa da unutmayı sağlamakla yenilebilir. Bunun için kendimizi aktivitelerle meşgul bırakabiliriz. Veya okb nin de psikolojik tedavisi olan kendimizi maruz bırakmayı da deneyebiliriz. Bu tedavi yöntemiyle de yapılması ne kadar zor olsa da takıntılarla yüzleşerek üstesinden gelinebilir.