Merhaba, benim adım Ayşe. Ben Atatürk İlkokulunda 4.sınıfa gidiyorum.
O gün 2.dönemin başıydı. Sınıfımıza kumral saçlı, yeşil gözlü, çilli bir kız geldi. Adı Şirin’miş. Çok tatlı bir kıza benzediği için teneffüste fırsat bulup onunla tanıştım. Gerçekten iyi bir kızdı. 3 hafta geçti. Şirin birden benden yalan söylememi, küçük çocuklara zarar vermemi istemeye başladı. Ona bunların kötü şeyler olduğunu , yapmayacağımı söyledim. Bu seferde bana küsüp 2 hafta konuşmadı. Ardından ben ondan özür diledim. Birkaç hafta benden hiç bir kötülük yapmamı istemedi. Ta ki Mart ayının 5’ine kadar. Ogün benden cumartesi günü bir yere gideceğimizi, anne ve babama yalan söylememi istedi. Ben de nasıl kabul ettiysem ”olur” dedim. Okul çıkışımda anneme Şirinlerde ders çalışacağımı söyledim. Annem ve babam beni sorgulamadan ‘GİT” dediler. Biraz garipsemiştim.
Şirin ile buluşacağımız yerin önüne geldiğimde ” Bunu yaptığıma inanamıyorum!” diye bağırdım. Neyse ki Şirin beni duymadı. Buluşacağım kafenin kapısını açtım. Her yer çok karanlıktı. Işığı açtığımda annem, babam, sınıf arkadaşlarım ve Şirin’i gördüm. Herkes ”İyi ki doğdun Ayşee !! ” diye bağırıyordu. Şimdi annem ve babamın beni neden sorgulamadan ”git” dediğini ve Şirin’in neden aramız iyiyken annene ve babana yalan söyle dediğini anlamıştım.
O gün çok eğlenmiştim ve Şirin ‘in aslında gerçekten iyi bir insan olduğunu anlamıştım.