Bütün gece boyunca uyuyamamış olmama rağmen uyuduğum 1-2 saat içerisinde de kabuslar görüp görüp uyanıyordum. İşe gitmek için kalkmam gereken saatte alarmımın çalmasına bir dakika kala alarmımı kapattım çünkü zaten uyanıktım. Ellerimi ve yüzümü yıkamak için banyoda aynanın karşısında ben ve kırmızı gözlerim vardık. Kendi kendime neden böyle olduğunu soruyordum fakat bir neden bulamıyordum çünkü hayatımda ters giden neredeyse hiçbir şey yoktu ve kafamı da kurcalayan bir şey yoktu. Sanki kötü bir şey olacakmış da önceden hissediyor gibiydim. İştahsız iştahsız kahvaltımı yaptım ve giyindikten sonra evden çıktım.
İş yerine vardığımda herkese günaydın dedim fakat her konuştuğum kişi benim iyi olup olmadığımı sorup duruyordu. Böyle bir sebeple de olsa insanların beni önemsediğini, merak ettiğini bilmek güzel hissettiriyor. Kendi masama geçip yapmam gereken işleri planladım. Bir sürü işim vardı ve sırayla yapmaya başladım fakat kendimi masanın başında uyuyakalmaktan zor alıkoyuyordum. Bir şekilde zaman geçti ve öğlen yemeği için iş yerinden çıktım ve biraz hava aldım. En sevdiğim yemeği yiyip üstüne bir de kahve içtim ve kendime geldiğimi biraz da olsa hissettim. İş yerine döndükten bir buçuk saat sonra çok yakın arkadaşlarımdan birisi beni aradı fakat telefonun diğer ucundaki kişi o değildi ve telaşlı bir şekilde bir şeyler anlatıyordu. İlk başta hiçbir şey anlamadım ve bu yüzden daha sakin bir şekilde tekrarlamasını istedim. Bu sefer anlamıştım ve yıkılmıştım. O arkadaşımın ailesi trafik kazası geçirmişti ve telefonlarından son aranan kişiyi aramışlardı. O da bendim. Çünkü arkadaşımın doğum günü için organizasyon yapmıştık. Ertesi gün arkadaşımın doğum günü vardı ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Hemen hangi hastanede olduklarını öğrendim ve oraya gittim. Durumları öğrenmeye çalıştım fakat hiçbir yerden öğrenemedim. Bütün gün orada kaldım ve ancak saatler sonra onların durumun öğrenebildim. Hayati tehlikeleri yoktu fakat hala uyanamamışlardı. Gece hastanede kaldım ve ertesi gün için iş yerimden izin aldın. Arkadaşımın doğum günü bozulmasın diye saklamaya çalışıyordum her şeyi. Doğum gününden sonra her şeyi anlatacaktım. Doğum gününe gittim ve hiçbir şey yokmuş gibi davranamaya çalıştım ve başardım da, arkadaşımın telefonu çalana kadar. Hastaneden aradıklarını gördüğümde ona ‘Sakın o telefonu açma!’ diye bağırdım. Fakat çok geçti. Her şeyi öğrenmişti ve çok hızlı bir şekilde onu hastaneye götürdüm. Hastaneye vardığımız şok olduk. Annesi ve babası uyanmışlardı ve karşımızda duruyorlardı. Hepimiz bunun bir mucize olduğunu düşündük ve inanamadık. Bu zor zamanda beraber durarak zorlukların üstesinden gelmiştik.
Kendi sesimi duyuyordum ve bağırmaya çalışıyordum fakat sesim acıdan dolayı inliyormuşum gibi ve kesik kesik çıkıyordu. Çok zaman geçmeden kendime geldim ve bir bardak soğuk su içtim. Yetmedi bir de soğuk duşa girdim çünkü bunları rüyamda bile kaldıramamıştım. Etrafımdaki insanların değerini daha iyi bilmem hakkında kendime söz verdim.